34. KİBRİT

91.7K 11.4K 10.1K
                                    

«Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen, gideni bulacak mı zannediyorsun?
| Nazım Hikmet»

Ben senden önce ölmek isterim, Balkan Kızı.

TALİA ALAZ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


TALİA ALAZ

| Şimdiki zaman, Türkiye Cumhuriyeti |

Askere gönül emanet edilmezmiş.

Barut Ulu, isimsiz bir askerken bana söyledikleri sayesinde askere gönülün de emanet edileceğini biliyordum. Biliyordum çünkü o bir yüreğe bile sahip çıkardı. Öyle de söylemişti.

Şimdi ne değişmişti?

Karşısındaydım, yanındaydım, ona bir nefes kadar yakın olduğum için artık imkansız mı olmuştuk?

Birbirimize çok uzakken; bir daha hiç göremeyeceğimi düşünürken, seni öldü zannederken bile imkanlıydın benim için.

Babaannemi her zaman görmeye gitmezdik. Onu yine de çok severdim. Bunu ona söylediğim de ise, "Gözden uzak olan, gönülden de ırak olur, kızım," derdi. "Beni sevsen anne ve babanın da elinden tutar ziyaretime gelirdin. Demek ki sen beni sevmiyorsun." Büyüdükçe ne demek istediğini anlamıştım.

Ulu'nun gözünün önündeydim ama gönlüne giremedikten sonra yakınında olsam ne olacaktı?

Odadan çıkacakken fevri bir hareketle önüme geçti ve açmış olduğum kapıyı geri kapattı. Bir eli kapıda dururken diğer eliyle beni yakalamıştı. Bakışları yüzümü talan ederken ona bakmamak için kendimi sıkıyordum.

"Senin söyleyeceklerin bitmiş olabilir ama benim bitmedi," dedi Ulu. Kararlı çıkan sesiyle bakışlarımı ona doğru kaldırdım. Aramızdaki bariz boy farkından dolayı gözlerinin içine bakmakta zorlanıyordum.

"Ne diyeceksin?" dedim öfkem sesime yansırken. Tam gitmek üzereyken beni durdurması daha çok sinirlenmeme neden olmuştu. "Ben askerim söyleyemem, anlatamam, bilmediğin şeyler var mı? Ben bunları senden duydum zaten!"

Elini kapıdan çekmedi ve daha çok abandı. "Eğer çıkarsan bir daha konuşacak vakit bulamayabiliriz," dediğinde sesi ılımlı geliyordu. Gözlerinde benimle konuşmak için yanıp tutuşan bir ifade vardı. "Benim bir dakika sonram kesin bile değilken şu an saniyelerle yarıştığımı bil, Balkan Kızı. Üstelik binbaşı da her an girebilir."

Yüreğime ağırlık çöktü. Bana her şeyi yapıp sonrasında bir dakika sonram kesin bile değil diyemezdi. Beni nasıl durduracağını biliyordu.

Kolumu kendime doğru çekmeye çalıştığımda izin vermedi. Ona ters bir bakış atarken, "Kolunu bırakmayacağım," dedi. "Şuraya otur."

Bakışlarımın sertleşmesiyle çok geçmeden dudaklarını araladı ve, "Oturalım," diye düzeltti. "Beraber." Daha ılımlı davranmasıyla ona ayak uydurdum ve odadaki geniş koltuğa beraber geçip oturduk. Önce benim oturmamı beklemiş sonra kendisi de yanıma geçmişti.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now