7. KİBRİT

125K 10.7K 5.9K
                                    

«Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı? | Victor Hugo»

Seni ağlarken gördüm, o an sıkı yönetimle ağlamak yasaklansın istedim, Balkan kızı.

| Geçmiş zaman, Türkiye Cumhuriyeti |

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

| Geçmiş zaman, Türkiye Cumhuriyeti |

Diğer gecelerde yaptığı gibi Yüzbaşı Ayhan Alaz mektup yazıyordu. Bulunduğu karakolda iletişim çoğu zaman kesikti. Altyapı sorunu olsa da bazen de kendileri bilerek kesiyordu. Karakol önemli bir noktadaydı ve dikkat çekmemesi için tüm bağlantıları kopardıkları zaman dilimleri oluyordu.

Bu yazdığı kaçıncı mektup bilmiyordu. Ruhu ateş, gözleri alevdi. Dudaklarına yaklaştırdığı kâğıdı diliyle ıslattı. Kapattığı mektubu cebine yerleştirdi, gün doğmadan teslim etmesi gerekiyordu. Resmî yazışmalar dışında kalan bir mektuptu. Cebinde duran diğer bir şeyi avuçlarının arasına aldı.

Derin bir şekilde iç çekti Ayhan. Güzel karısı Maria ve iki çocuğuyla birlikte poz veriyordu. Küçük kızının doğumunu kaçırmak zorunda kalmıştı. Maria yine de kocasını mahrum etmemek için her anlarından fotoğraf çekilmesini istemişti. İlk kez kızını kucağına alan Maria sanki yanında kocası da varmış gibi gülümsüyordu. O andan kalan bir fotoğraftı. Eline ulaşan son fotoğraflardan biriydi. Yatağın üstüne çıkıp kardeşine heyecanla bakan gözlüklü kızına gülümsedi.

Onun ise hiçbir doğum gününe katılamamıştı. Hiçbir anında yanında olamamıştı. Ne hastalığını bilmişti ne de sağlığını. Kızına dair en belirgin anısı ise küçükken bacağına yapışıp, "Ne odi tato!" diye yalvarmasıydı. Gitme baba, derdi. Gitme baba seni özlüyorum. Seni hiç göremiyorum. Seni çok seviyorum.

Gitmesi gerekirdi. Vatan, anlı şanlı bayrak, kanla kazanılan bu topraklar ona emanetti.

Her şeye rağmen ne kızı ne de karısı bir kere olsun "Of!" dememişti. Her zaman "Olsun!" demişlerdi. "Sen sağ ol, gerisi önemli değil!"

Fotoğrafı öptü. Tekrar ve tekrar. Göğsüne tekrar yerleştirdiğinde ise bir sonraki özel anlarını kaçırmamayı umdu. Ummaktan başka çaresi yoktu. Vatan söz konusuysa gerisi teferruattı. Karısı Maria da bunun bilincindeydi.

Duyduğu taş çarpma sesine dikkat kesildi. Bakışları bir şahin gibi odaklanırken olduğu yerde kaldı. Omzundaki telsizi yerinden çıkartıp ayarlama yaptığı sırada büyük bir patlama sesi kulaklarına doldu. O ilk patlamanın etkisini atlatamazken bir tanesini daha işitti.

"Komutanım!"

"Saldırı altındayız!"

"Komutanım!"

Askerlerin acı içindeki yakarışları boğuk boğuk geliyordu. Patlamanın şiddetli etkisiyle bedeni ileriye doğru savrulmuştu. Yüz üstü yere çarparken alnında bir kesik oluştu. Elindeki telsizini bırakmıyordu. "Kuzey karakoluna saldırı düzenlendi," dedi can havliyle. "3452 beni duyuyor musunuz? Kuzey karakoluna saldırı düzenlendi!"

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now