4.6

208 12 38
                                    

Abo!
Finalden önceki son bölüm gelmiş şaka mı!
Bu kurgu benim ilk göz ağrımdı, pek fazla kişi okumuyor şimdi ama, benim için değerli ve önemliydi.
Umarım okuyanlar, okudukları süre zarfında eğlenip beğenmişlerdir.
Çok uzatmayacağım, hadi iyi okumalar, bol yorumlar!

***

Ceylan Yandaş

|5 ay sonra|

Heyecandan oturduğum aynanın önünde kendi gözlerime ve görüntüme kitlenmiş bir biçimde, tam tamına yirmi dakikadır oturuyordum. Arkada kopan kargaşayı sanki beynim engellemişti ve uğultu haricinde hiçbir şey duymuyordum.

Beynimde yankılanan düşünceler, stres, heyecan ve deli gibi tedirgin olmamı saymazsak aslında bugün çok güzel bir gündü. Herkes çok mutluydu, herkes çok heyecanlıydı, ben daha da heyecanlıydım.

"Ay, ay on dakikaya geliyorlarmış ay!"

Ceren'in çırpınışlarıyla kendime geldiğimde irkilmiştim. Derince bir nefes aldım ve yüzümle elbisemi son bir kez daha düzelten Ceren'le alt dudağımı dişledim.

"Ceren ben çok heyecanlıyım, ölücem şimdi!"

"Aşkım sence de çok doğal değil mi!"

"Kızım kaç defa istemeye geliyorlar Allah aşkına, bir zahmet heyecanlı ol!"

Ceren'in ve Sema'nın arka arkaya kurduğu cümlelerle heyecan kat sayım daha da artmış ve ağlamaklı bir yüz ifadesine bürünmüştüm. Lorin ise bizim bu halimize kahkahalarla gülmüş, "Valla Halil beni istemeye gelse, tüm aşireti toplayıp geçit falan yapardım, off aşkım kocam ya!" demişti.

Onun bu dediklerine ben de gülünce, az da olsun stresim dağılmıştı işte şimdi. Odanın kapısı tıklatıldığında bakışlarım o tarafa döndü, kapıdan giren abimle ağlamaklı ifadem yine yüzümde yeni alıvermişti.

"Abi, abi heyecandan ölücem şimdi! Bir şey yap nolursun, ağlıcam ya şimdi!"

Abimin arkasından giren Deniz ve abim benim bu hallerime kahkaha atmıştı. Ben onlara ağlamaklı bir ifadeyle bakarken abim bana doğru gelmiş ve ellerimden tutarak oturduğum sandalyeden kaldırmıştı.

Ardından kendine çekerek kocaman sarılmıştı. "Benim minik bebeğimi istemeye mi gelmişler, kızım çok çabuk büyüdün amk. Bu daha bebek ki? İstemesinler ya, ben vazgeçtim galiba, vermicem seni Ceylan?" Bu cümleleri ardı ardına kurmuş ve en son da beni hafifçe doğrultarak suratına bakmamı sağlamıştı.

"Ya evet bence de, iptal mi etsek! Ben sanırım yapamıcam?"

"Ay ne diyorsunuz Allah aşkına! Herkes geldi, Kerem ve ailesini bekliyoruz. On dakikaya burdalarmış. Hadi kızım inelim aşağıya, her şey hazır zaten. Hem kıskanma Mert, senden önce evleniyor diye kıskandın sen bence."

"He Deniz, tek derdim evlenmekti zaten! Benim minik bebeğimi alıyorlar, benim tek derdim kesin evlenmektir ama!"

Abim gergin gergin Deniz'e yükseldiğinde elimde olmadan gülmüştüm. Deniz ona ters ters bakmaya başladığında, ortamı yumuşatmak amacıyla, "Şimdi yalan söyleme sende, Deniz'le evlenmek istediğini çok iyi biliyorum." dedim.

Bu dediğim hepimizi güldürmüştü. Abim de gülerek yan gözle Deniz'e bakmış, sonra da "Orası farklı canım, karıştırma şimdi oraları. Var öyle bir hayalimiz." demişti. Deniz, hafif utangaçlıkla, mutluluk arası bir tonda "Yaa, öyle miymiş?" dediğinde ise sırıtmam büyümüştü.

Heyecanımı az da olsa alan bu konuşmamız sayesinde, daha iyi hissediyordum şimdi kendimi. "Abi, ayrıca almak malmak hayırdır ya? Benden kurtulacağını sanıyosan çok yanılıyorsun, ben yine evinin daimi müşterisi olucam haberin olsun da." dediğimde, abim hafif duygusal bir biçimde bakmıştı gözlerime.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now