4.3

172 9 6
                                    

Selamlar!
İyi okumalar, bol yorumlar.

***

Kerem Aktürkoğlu

Koridorda volta atan Mert abi, kenarda polislerle konuşan Yunus ve Barış, hararetli hararetli telefon görüşmeleri yapan Lorin ve Utku, onların yanında stresle dikilen Sema, doktorlarla konuşan Deniz, kenarıda banklarda oturmuş ağlama krizine giren Ceren, onu sakinleştirmeye çalışan Ferdi, onların hemen yanında ne olduğunu anlamaya çalışan Arda, Emre ve Arga, son olarak da sadece stresle ayakta dikilen Altay ve Esra yenge.

Ben mi?

Bense yerde oturmuş, akıl sağlığımı korumaya çalışarak, Ceylan'ın iyi olması için, Allah'a yalvarıyordum. Elimden gelen tek şey buydu, beynim durmuş gibiydi, sadece ağlayabiliyor ve ona bir şey olmaması için dua edip duruyordum.

Ona bir şey olursa, napacağımı kestiremiyor ve bunun korkusuyla ağlamam daha da şiddetlenip duruyordu. Mert abinin sinir dolu bağırışı, daha doğrusu kükreyişi tüm koridoru inletirken, herkesin bakışları ona dönmüştü.

"Kim amınakoyayım, kim niye benim kardeşimi vuruyor! Ya biri bana anlatsın ya da ben burayı yakıp yıkıcam, dakikalardır dur anlatıcaz diyip beni oyalayıp duruyorsunuz, siktirtmeyin şimdi belanızı, noluyor anlatın amınakoyayım! Hadi, hadi seri seri!"

"Mert, Mert tamam aşkım bağırma insanlar korkuyor."

Deniz doktordan uzaklaşıp, Mert abinin yanına gittiğinde sinirle tekrar bağırmıştı.

"Sikkkerim korkanını da korkmayanını da Deniz, benim burda tek varlığım can çekişiyor içeride! Onun bunun korkusunu mu sikleyeceğim, çıldırtmayın beni. Kim, neden vurdu benim kardeşimi! Bu orospu çocukları bana niye hiçbir şey anlatmıyor!"

Benim yüzümden...

Benim yüzünden vuruldu Mert abi.

Ama sen bunu duyarsan muhtemelen beni vurursun.

"Ya tamam, dur anlatırlar şimdi. Onlar da tam bilmiyorlar, bilgi alıyorlar baksana."

"Yok ya, mal var sanki karşılarında. Dakikalardır tutuyorum kendimi, şimdi her ne bok dönüyorsa, bana anlatacaksınız. Yoksa Allahıma kitabıma mahvederim burayı, yakıp yıkarım."

Ellerini polisle konuşan Barış ve Yunus'a doğru sallamıştı. Açıkçası olayı; Barış, Yunus, Lorin, Utku ve ben hariç kimse doğru düzgün de bilmiyordu zaten.

Yunus ve Barış'la birkaç saniye göz göze geldik, benden onay bekliyorlardı, zaten bitik durumdaydım ve ne kendimi düşünecek halim, ne de başka bir şeyim yoktu. Başımı usul usul salladım.

"Gel, gel Mert abi anlatayım ben sana."

Yunus'un sesiyle öfkeli bakışları biraz olsun durulmuş gibi olmuştu, başını usul usul sallayıp onun yanına doğru adımladı. Utku ve Lorin de hemen yanlarına gitmişlerdi. Barış, "Sağ olun memur bey, bir gelişme olursa nolur haberimiz olsun olur mu?" dediğinde Polis, "Verdiğiniz bilgiler çok önemli, eminim hızlı bir sonuç alıcaz Barış bey, merak etmeyin." diyerek yanımızdan ayrılmıştı.

"Bak şimdi Mert abi, anlattıklarımı sonuna kadar dinlemeden bağırıp çağırmak, sağa sola sıçramak yok, yoksa hiçbir şeyi anlatamam zaten sana."

Mert abi birkaç saniye sadece sustu, bakışlarını Deniz'e çevirdiğinde Deniz başını sallamış ve "Sen tane tane en baştan anlat Yunus, dinleyecek Mert sakince. Tamam mı Mert?" demişti, Mert abi de el mecbur yumruğunu sıkarak başını sallamıştı.

Ulan, adamla iyi anlaşıcam derken, birazdan muhtemelen mezarımı falan kazacaktı. Fakat bu o kadar umrumda değildi ki, sanki hissizleşmiştim, tek umrumda olan Ceylan'ın bir an önce iyileşmesi ve gözlerini açmasıydı.
Şu anda ameliyathanedeydi, içeri giren kurşunu çıkartmak için almışlardı. Organlarına zarar vermiş olma ihtimali vardı ve oldukça da kan kaybetmişti. Bu durum benim içimi yakup kavururken bakışlarım onlara doğru döndü.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now