1.8

229 21 266
                                    

Selam bebeklerim nasılsınız?
Umarım iyisinizdir?
Futbolcu kurgularımı üçe çıkarttım.
Daha fazla da şimdilik üç oldu işte.
Muhtemelen sırayla atıcam, gün gün şeklinde.
Hadi bebeklerim, iyi okumalar bol bol yorumlar 🥰💞

Ceylan Yandaş

"Bunun gene burda ne işi var amınakoyim?"

Kerem bu söylediğimle bakışlarını bana çevirmişti. Tam iki ay sonra, ilk defa gerçek manada karşılaşmıştık ve göz göze gelmiştik. Derbilere bile gitmemiştim, siz düşünün.

Sadece dediğim gibi, birçok kez buraya geldiğini duymuştum ve asla yüz yüze gelmeden tesisten çıkıp gitmiştim. Buraya neden defalarca geldiğini asla anlayamasam da, sorgulamadan çıkıp gitmiştim.

Çünkü burası Samandıraydı, ne alakaydı Kerem. Ferdi'yi bahane ediyordu ama yine saçma kaçıyordu.

Ferdi senin ne ara arkadaşın oldu amınakoyim derlerdi adama.

Kalp atışlarıma küfürler yağdırırken, onun yumuşak bakışlarının sanki içimi yaktığını hissettim. O kadar özlem dolu bakıyordu ki, fakat bakışlarımızı anında kesen benim direkt olarak Ceren'e dönüşümdü.

Telefonumu cebime koyarak, "Ben gidiyorum, zaten işlerim vardı. Görüşürüz bebeğim." dedim sert bir tonda, Ceren "Ama aşkım yemek yemedin, bir şeyler yiyelim. Öyle git." dedi ama durmayacağımı o da biliyordu.

Kerem'i çok sevdiği söylenemezdi, özellikle de o olaydan sonra böyle olmama o da çok sinirlenmişti ama şu anda sırf beni düşündüğü için böyle yapıyordu.

Ferdi, "Ceylan nereye?" dediğinde ona dönmek istemedim, çünkü Kerem tam yanında duruyordu. "İşim var." dedim ona bakmadan, Ceren'e "Gitmem lazım benim, sonra Ceren, cidden." diye mırıldandım.

Abim içeriye girdiğinde direkt kaşları çatıldı, önce bana baktı sonra arkadaki Kerem'le Ferdi'ye.

"Oğlum bu eleman neden burada amınakoyim ya?" o yükselince içimden, lütfen kavga etmesinler gene diye geçirdim. Ferdi, "Abi işimiz varda, önce birlikte yemek yiyelim dedik ondan geldi." demişti.

"Çıkın dışarıda yiyin amk, zaten bu neden sürekli geliyorsa buraya amk." abimin sesindeki ima tınısını duymazdan gelmek çok zordu.

Bakışları bana kaydı, ama ben abimin önünde durmuştum. Abim elini omuzuma koyduğunda, Kerem'e çevirdi bakışlarını. "Rahatsız etmiyor di mi kodumun puştu?" dedi, ama asla sessiz bir biçimde söylememişti bunu.

Başımı hızla sağa sola salladım, ardından zoraki bir sırıtışla, önce arkama baktım ardından abime "Ya sence şu eleman beni rahatsız edebilir mi? Allah aşkına ya." dediğimde abim de gülmüştü.

Bu tavrıma çok uzak kalsalarda biliyorlardı, dalga geçtiğimi görünce abimin keyfi yerine geldi. "Doğru, bu eleman benim kanımdan olan kimseyi rahatsız edemez zaten. Tabii eceline susamadıysa." diyerek kolunu omuzuma attı.

Kerem, bir bana bir abime bakarak ruhsuz bir tonda konuştu. "Mert abi, Ferdiyle işimiz var diye geldim. Amacım zaten sizi rahatsız etmek değil." Abim birkaç saniye sustu, ondaki ruhsuz havayı o da sezmişti.

"Edemezsin zaten abim."

"Eyvallah abi."

Abime kaydı gözlerim, tek kaşını kaldırmış Kerem'e kitlenmişti. Bir şey düşünüyordu, o da benim gibi düşünürken genelde kitlenirdi boşluğa falan. Derin bir nefes aldım, gözlerim önce Ceren'le sonra Kerem'le kesişti, ardından hemen Ceren'e çevirdim bakışlarımı.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now