2.1

231 20 223
                                    

Selam kızlar!
Yeni bölümle karşınızdayım, bu bölüm hem kafanızda bazı şeyleri netleştiricek, hem de karıştırıcak gibi geliyor bana!
Hadi iyi okumalar, bol yorumlar!

Ceylan Yandaş

/Flashback/

'Ceylan, Barış'ın omuzlarında, elleri de boğazında ona anlık gelen sinirle sarsıyordu, hatta boğmaya çalışıyordu. Fakat ne yazık ki, Barış kızın sadece ona nazaran incecik olan bileklerini tutmakla yetiniyordu.

"Gel gel, sokucam seni o tuvaletin deliğine. Kodumun ruh hastası!"

Herkes şok içerisinde ikiliye bakarken, Emre oldukça eğleniyordu. "Vur kızım, vur birtane daha vur benim için de vur!" derken, Arga ona kızmakla meşguldü.

"Oğlum sussana, manyak mısın nesin?"

"Bebeğim nerden bildin ya."

Emre tüm yavşaklığını, artık sadece Arga da uygulamaya yemin etmişçesine yan gülüşüyle yanındaki kıza bakarken, kızlar gülmekle onları ayırmak arasında gidip geliyorlardı.

"Kızım bıraksana beni, deli amk!"

Barış, bir yandan gülüyor bir yandan da Ceylan'ı sarsıyordu. Doğrusu, onu tek harekette üzerinden atabilecek güce sahipti Barış. Fakat bu garip kavga ona oldukça zevk veriyordu.

"Sus be sus! Asıl sen beni rahat bırak artık, bipolar piç!"

Barış'ın kahkahası, Ceylan'ın kulaklarını çınlatırken Ceylan kaşlarını çatmıştı. Ne gülüyordu bu manyak, diye düşündü içten içe.

"Kim bipolar, ben mi? Kızım hayatımda tanıdığım en bipolar insan sensin amınakoyim!"

Barış bunları sinirle değil, daha çok zevkten dört köşe bir halde söylemişti. Bu ise işin daha da garip olanıydı.

Sadece onu merak ettiği için mesaj atmıştı, fakat bir anda sonu kızın, onun üzerine atlamasıyla sonuçlanmıştı.

Aslında çokta garip değildi, çünkü Ceylan şu son iki ayda olan tüm olayları içine atıp sindirmeye çalıştığı için, bir anda Barış'ın o mesajıyla patlamıştı.

Ardı ardına sorguya çekilmekten çok sıkılmıştı, abisi, Altay, Barış ve Kerem. Belki daha sayamayacağı birkaç kişi daha olabilirdi emin değildi. Ama gerçekten dayanamıyordu Ceylan.

Çünkü neredeyse, iki aydır hiç kimseyle sözlü bir şekilde bile tartışmıyordu. Sinirleri bozuluyor fakat içine atmakla yetiniyordu. Ölü gibiydi, ölü bir cesetten farkı yoktu ve bir anda gelen patlama onu hafiften canlandırmış gibiydi.

Kızlar da bunun farkında oldukları için garip bir şekilde yalnızca gülüyorlardı. Hatta Lorin, bu anı videoya bile alıyordu.

"Neymiş tuvaletin deliğine düşmüş müşüm, gel de bir sokayım senin tuvaletin deliğine!"

Ceylan'ın bu söylediğiyle gerçek manada Barış kahkahalara boğulmuştu, neredeyse ağzı yırtılacaktı gülmekten.

"Denesene bi kurban oliyim"

Altay, ne kadar Ceylan ona bir süre önce kızıp çıkışsa da, sinirlerinin tekrardan beynine sıçradığını farketti ve daha fazla bu manzarayı izleyemeyeceğini fark ederek ikisine doğru yürüdü.

Kısa olan kızı, kollarından tutarak bir çırpıda kedi yavrusu gibi Barış'tan ayırırken, yüzü o kadar asıktı ki, gören cenazesi olduğunu düşünebilirdi bile.

Kumralım, Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now