53.BÖLÜM

5.3K 379 43
                                    

- Ceren Gündoğdu - Kapı

- Ceren Gündoğdu - Kapı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Y.

Güneş mavi suları ışıl ışıl parlatırken, sebebinin güneş değil de annem olduğuna emindim.

Yurdun yüksek penceresinin önündeki beton boşluğa oturup sırtımı boyası dökülen duvara yasladım. Ayaklarımı denizliğe uzatıp dizlerimi kendime çektim. Hava yeni aydınlanmış, yatakhanedeki herkes ölüm uykusuna yatmış gibi horul horul uyuyordu. Kolunu ve bacağını ranzadan salındıran Kuzey'e gülümseyip önümdeki eskiz defterine döndüm.

Her zaman pencereme konan beyaz güvercin yine gelmiş ve demir parmaklıklara konmuştu. Ne zaman buraya oturup çocukluğumu ve annemi düşünsem bu kuş gelip gözlerini üzerime dikerdi. Kafasını yan çevirip tek gözüyle önümdeki deftere baktı. Kendince guk guk sesleri çıkartıp arkasını döndü ve onun için bıraktığım ekmek kırıntılarını yemeye başladı.

Buraya geleli seneler geçmişti ama hala geceleri deliksiz uyuyamıyordum. Her gece annemle birlikte o denize düşüp nefesiz kalıyordum ve kan ter içince uyanıyordum. İlk kez bu gece korkuyla değil heyecanla uyanmıştım.

Silik bir yüz, burnuma çalınan muhteşem bir koku ve kalbime kurşun gibi ağır ağır giren bir çift ela göz.

Nefesimi zar zor toparlayıp kalemimi eskizin üzerinde hakaret ettirmeye başladığımda omzuma değen el ile irkildim.

"Abi," dedi Kuzey uyku mahmuru sesiyle. "Yine erken kalkmışsın." Saçlarını karıştırıp gözündeki çapağı aldım. "Bu sefer kabus değil güzel bir rüya gördüm aslanım ondan erken uyandım."

Uyumaktan şişen gözlerini büyüttü. "Gerçekten mi? Annemi mi gördün yoksa?" Pencereye tırmanıp tam karşıma geçti ve bağdaş kurup oturdu. "Hayır, ama en az onun kadar güzel bir kız gördüm." Çenesini dikleştirdi bahçeye bir göz atıp bana baktı. "Hiç kimse annemden güzel değil!"

"Yağmur'dan bile mi?" dediğimde yanakları kızarmaya başladı. "O ayrı," dedi mırıldanarak. Ayağımla dizini dürtüp bana bakmasını bekledim. "İleride karşımıza hem güzel hem de iyi kalpli insanlar çıkacak Kuzey. Annem ölmeden önce bize çok dua etti unutma."

Kafasını sallayıp derin bir iç çekti. "Sen neden erken kalktın? Kahvaltıyı kaçırmadın merak etme," dedim. İşaret parmağını kaldırıp bir dakika dercesine dudaklarını kıpırdattı. Pencereden dikkatlice yere atlayıp ranzasına koştu ve merdivenin birkaç basamağına çıktı. Ne yaptığını merakla izliyordum. Yatağını kaldırıp kafasını altına doğru uzattı ve düşmemesi için yatağa destek verdi. Kolunun iç kısmına doldurduğu açılmamış boyaları alıp merdivenden indi ve tam karşımda durdu.

''Diğerleri yamyam gibi boyalara üşüşmeden sakla,'' dedi. Boyaları kucağıma bıraktıktan sonra karşı duvarın önündeki yan yana dizili dolaplara yürüdü. Dolabını biraz öne doğru çektiğini şimdi fark edebiliyordum. Sessizce dolabı biraz daha kaydırıp elini arkasında doğru uzattı. Yaptığı her hareket, aldığı her nefes oldukça yavaş ve temkinliydi.

BEYOĞLUWhere stories live. Discover now