42.BÖLÜM

15.3K 688 303
                                    

- Mabel Matiz - Ahu





Umutlarım hep bir enkaz, beklentilerimin sonu hep hüsrandı. Hayal kırıklıklarına alışan kalbim, birinin kalbinde yer edinmenin eşsiz duygusuna hasretti.

Ahu Beyoğlu.

Ahu Beyoğlu...

İçimden yeni hayatıma ait olan soy ismimi tekrar edip durdum. Tekrar etmesem bile ismimin yanındaki yeni soy ismim zihnimde yankılanıp duruyordu. Hazırlıksız yakalanmıştım. Yaman ne durumdaydı, evdeki dayak yiyen adamlar ne haldeydi umurumda değildi. Koltuğa kendimi bırakınca kulaklarımı ele geçiren uğultu şiddetini biraz daha arttırdı. Evlilik cüzdanını sehpanın üzerine bırakıp arkama yaslandım. Görüşümün netleşmesini bekledikten sonra bakışlarımı harabeye dönen salonda gezdirdim. Bu görüntü ne kadar da tanıdıktı... Kocası olacak adamı koskoca ormanda eliyle koymuş gibi bulan tek kadın bendim sanırım. Ya da çoktan kocası olmuş ama haberi olmayan tek kadın...

Yaman babasının yakasından tutup ayağa kaldırdı. Adamın göz kapağı şişmiş ve derisinin altında toplanan kan yüzünden gözünü açamaz hale gelmişti. Burnundan akan kan boynuna kadar ulaşmıştı. Diğer gözüne nazaran daha iyi durumda olan gözü beni bulunca, Yaman babasının önüne geçip bana bakmasını bir kez daha engelledi. ''Benim evimde, benim iznim olmadan hükümdarlığını kuracaktın demek... Kardeşimi hastane yatağına mahkûm edip, benim evimde bacak bacak üzerine atıp içkini yudumlayacaktın demek... Benim karımı bir odaya kapatıp ben Türkiye'ye dönene kadar ona esir hayatı yaşatacaktın demek...''

Yaman es vermeden konuşuyordu. ''Önce anneme yaptıklarının, sonra benim için bir katil tutup peşime takmanın ama en önemlisi de annemden kalan tek yadigârıma kurşun sıktığın için seni mahvedeceğim. Seni yeryüzünden silmezsem namerdim,'' dedi öfkeyle. Osman, Yaman'ın cümlesini tamamlamasını bitirince hafiften öksürdü. ''Söyle Osman.'' Osman dağılan siyah saçlarını eliyle düzeltip işaret parmağını adama doğrulttu. ''Yengemi çatıdan sallandıran adamlar, annesinin mezarına saldıran alçaklarda bunun adamı bence. Önemli detaylar atlamayalım Yaman Bey,'' dedi. İlk kez Yaman'ın biraz daha sinirlenmesinden haz alıyordu.

Yaman omzunun üzerinden Osman'a bakınca gülümsemesi büyüdü ama yüzüne sinsi bir ifade yayıldı. ''Çok iyi hatırlattın aslanım. Hem de çok iyi.'' Karşılıklı bakışmalarının altında yatan imayı yalnızca kendileri anlayabilirdi. ''Kuzey senin öz oğlun değil hadi onu anladık. Ama ben,'' dedi Yaman, ''Ben senin oğlunum. Senin ki nasıl bir kansızlık ki kendi oğlunun ölmesini istiyorsun.'' Adamın yakasını bırakınca ayakta durmaya mecali olmayan babası geriye doğru sendeledi. Ben bu kadar dayak yeseydim şuan hayatta bile olmazdım. ''Annen benden çok seni sevdi. Sonra başkasından peydahladığı Kuzey'i sevdi ama beni sevmedi,'' dedi tükürerek konuşurken.

Senin gibi bir adamın nesi sevilir demek üzereyken dilimi ısırdım. İkilinin arasındaki mesele girmek istemiyordum, daha doğrusu kayınbabam olacak adamla muhatap olmak istemiyordum. Doğru ya ben artık evliydim. ''Sen annemi dövmekten başka ne yaptın lan? O lanet olası zıkkımı içip sebepsizce o kadının saçlarını çekmekten başka ne yaptın! Senin neyini sevecekti? Dedemin yetiştirdiği adamın nesini sevecekti lan!'' Yaman adama doğru hamle yapınca Osman yetişip Yaman'ın yumruğundan tuttu. ''Soyunuzu sikeyim sizin. Sen neden annemi ve beni sevemedin biliyor musun? Ayık mısın beni anlıyor musun söylediklerime cevap ver,'' deyip adamı boynundan tutup sarstı.

''Konuş,'' dedi babası merhametten uzak bir şekilde. ''Ben senin gibi değildim çünkü. Annemin saçlarını okşadım senin aksine. Yüzüne güldüm onu ağlattığın her gece. O kadın senden çiçek beklediği her gün için evin ilerisindeki eski mezarlıktan defalarca çiçek çaldım. Yedi yaşındaki bir çocuğun mezarlıkta ne işi vardı? Annesinin ağlayışını duymaması için kardeşine şarkı söyleyerek uyutan küçük Yaman'ın ne suçu vardı? Şaheser'in oğlunun küçülenlerini sesimi çıkartmadan giydim, ''Murat, oğlanlar boy atıyor alışverişe çıkalım önümüz kış,'' dediğin de onu dövdün. Niye? Bize verecek bir liran bile yoktu ama içkiye verecek milyonların vardı. Annemi bırak hangi kadın böyle bir adamı sever lan? Sen rahmetli annemden nasıl seni sevmesini bekledin!'' Yaman'ın saçlarıma olan zaafı annesinden geliyordu. Annesi babasının aksine oğullarını merhametli yetiştirmeyi yaşadığı tüm zorluklara rağmen başarmıştı.

BEYOĞLUWhere stories live. Discover now