18.BÖLÜM

33.9K 1.6K 121
                                    

Gökhan Türkmen- Aşk 🎶


Ormanın içinden geçen yolda sessizce ilerliyorduk. Yaman'ın az önce söylediği şey kafamın içinde dönüp duruyordu. Sahi neden herkese tebessüm eden dudaklarım ona karşı tepkisiz kalıyordu? İçimdeki ruhani hezeyan beni bile şaşırtıyordu. Yabancısı olduğum yolda ilerlerken Yaman'a oğlunu sormak istesem de çekiniyordum. Kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmezdi sonuçta. Şehir trafiğine girdiğimizde yılbaşı süslemelerinin kaldırılmadığı bir pastanenin önünden geçerken gözüm camdaki pastalarda kalmıştı. Araba ilerlerken hala önüme dönmemiş pastaları görmeye çalışıyordum.

Biraz daha ilerledikten sonra Yaman U dönüşü yaparak az önce ağzımın suyu akarak baktığım pastaların tam önünde durdu

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Biraz daha ilerledikten sonra Yaman U dönüşü yaparak az önce ağzımın suyu akarak baktığım pastaların tam önünde durdu. ''Neden durdun?'' diye sordum Yaman'a şaşkınlıkla. Araba hızla giderken buraya geri döneceğimiz aklımın ucundan dahi geçmiyordu.

''Ben öyle baktım ama canım istemiyor hastaneye gidelim bir an önce lütfen.'' İtina ile kaçırdığım elalarımı ona çevirdim. Sol kolunu cama yaslamış diğer eliyle direksiyonu tutuyordu. ''Hatırlıyor musun doktora zümrüt kızlarla kutlama yaparız demiştin.'' Kafamı salladım usulca. ''O hastane senin için hüzünlü anılarla dolu olsa da benim ilk göz ağrım.'' Bakışlarını yüzümden çekip direksiyona yöneltti. Sesindeki hafif gurur tonlaması dikkatimden kaçmamıştı. İlk göz ağrısı dediği için direkt aklıma oğlu geldi. İçim yangın yerine dönerken dudaklarımdan sadece ''Neden?'' döküldü. Biraz merak biraz da ne duyacağımı bilmemenin verdiği korkuyla.

''İş dünyasına o hastanenin ihalesiyle girdim. Arkamda güçlü bir destek yoktu ama pes etmedim.'' Dudaklarında hafif bir tebessümle bana döndü. ''Oradaki insanların hayatlarına dokunmuşsun, iyi ki de pes etmemişim.'' Düşüncelerini böyle saydam bir şekilde bana açıyor oluşu içimi bir hoş etmişti. Gülümsedim.  ''İyi ki.''

''Zümrüt kızlar sevinir.'' Göz kırpıp arabadan indi. Mahcup olmuştum ama böyle ince düşünmesi ayrıca hoşuma gitmişti. Ne kadar sert bir duruşu olsa da Kuzey'in dediği gibi içinde bir yerlerde yumuşak bir kalbi olduğuna inanmaya başlamıştım. Elinde bir sürü paketle pastaneden çıkan Yaman'ı filmle kaplı camın arkasından izlemeye başladım. Siyah giyinmesine inat mavi gözleri parlıyordu. Rüyamdaki okyanus gözlerinde hayat bulmuştu sanki. Cebinden çıkardığı telefona bir bakış atıp bıkkınca geri cebine koydu. Sanki ona baktığımı hissediyor gibi bakışları beni buldu. Aramızda birbirimizi görmemizi engelleyen bir siyahlık olsa bile gözlerini benden çekmedi.

Çalan korna sesiyle kendini toparlayıp bagaja yöneldi. Bacağımın sızısı kendini iyiden iyice belli ediyordu. Araba boş yolda hızla ilerlerken bacağımı uzatmaya çalışıyordum ama koltuk çok önde olduğu için yeterli alanı bulamıyordum. ''Ahu?'' ismi duymamla ona doğru döndüm. ''Neden kıpırdanıp duruyorsun?''

''Dikiş yerim sızlıyor bacağımı uzatmam lazım. Neyse yaklaştık sanırım idare edebilirim.'' Kıpırdanmayı bırakıp kollarımı bağladım ve yolu izlemeye başladım. Kırmızı ışıkta durunca Yaman bir elini koltuğumun yanına koyup diğer eliyle yanda bulunan kolu indirip koltuğumu geriye doğru çekti. Üzerime doğru eğildiği için mesafemiz azalmış nefes alışverişlerimizi duyar olmuştuk.

BEYOĞLUحيث تعيش القصص. اكتشف الآن