41. Bölüm

12.1K 1.2K 1.2K
                                    

Merhaba 💛

Şükür kavuşturana. Ülke gündemi, iş yoğunluğu derken bölümü ancak tamamlayabildim. Sizleri çok özledim umarım herkes iyidir. 🙏🏻

Bu bölümü İnci&Yavuz paylaşımlarıyla ortalığı kasıp kavuran angelalaylom 'a hediye ediyorum. Sevgin, ilgin ve desteğin için çok teşekkür ederim canım benim. 🥰

Oy vermeyi ve fikir belirtmeyi ihmal etmeyelim lütfen.

Keyifli okumalar.

☀️

"Ben... Ben zerre sorumluluk hissetmiyorum."

Atilla'nın intihar haberini aldıktan sonra derin bir sessizliğe gömülen İnci, bu ölümde ne denli paya sahip olduğunun muhasebesini yaparken onu salona taşıyan ve sessizliğini bölüşen Yavuz'la yan yana otuyordu. Dakikalar sonra ilk kez konuşuyordu.

"Beni fikren ve bedenen aldattığını öğrendiğimde ondan istediğim tek şey hayatımdan sessiz sedasız gitmesi olmuştu." diye devam etti boş bakışlarını sabitlediği noktadan ayırmadan. "Bunu yapmadı. Aksine canavara dönüştü. Hele de Burçin üzerinden yaptığı son şey... İkimize yaşattıklarını ömrümce unutmayacağım. O iğrenç planı kuran da hayatını sonlandırmak isteyen de Atilla'ydı." dedi ve iyice kısılan sesiyle yutkundu. "Hayatımın beş yılında bulunan adamın ölümü için elbette üzülmek isterdim, ama bana üzülme payı bırakmadı. Üstelik bunları içimi rahatlatmak için değil, sahiden inanarak söylüyorum."

Söylediği son cümleyle Yavuz'un eli eline uzanmış, buzdan hallice haldeki tenini sımsıkı kavramıştı.

"Haklısın, Atilla kendi kendinin kurbanı oldu." diye fısıldadı Yavuz. Yorgun bakışları karısının yüzüne çevrilmişti. "İnci, böyle düşündüğün için kendini sakın suçlama."

Kararlılıkla kafasını iki yana salladı İnci.

"Hayır, Atilla için kendimi hiçbir şekilde suçlayacak değilim. Onun yüzünden kötü hissetme kotamı çoktan doldurdum."

İnci'nin müdahaleye gerek duymayan bakış açısına gıpta eder gibi gülümsedi Yavuz. Fakat buruk bir gülüştü bu ve bakışları ona çevrilen İnci de bu burukluğu yakalamıştı. Üstelik durgun görünen kocasını daha detaylı incelediğinde beti benzi atmış halinin de hala onunla olduğunu fark etmişti.

"Sen iyi misin Yavuz?"

Anbean yaşaran gözleriyle kafasını ağır ağır iki yana sallayarak bakışlarını yere indirdi Yavuz. Bir şeylerin yolunda gitmediğini idrak eden İnci ise hissettiği huzursuzlukla kanepede ona biraz daha yaklaştı.

"Canım Yavuz'um, Atilla için kendini suçlamıyorsun değil mi?" diye sordu şefkatle.

"Hayır..."

Belli belirsiz fısıltısının ardından hüzünle yutkundu Yavuz. Gönlündeki tanıdık keder tetiklenmiş ve onu tüm kuvvetiyle etkisi altına almıştı. Bunu koyvermek için de İnci'nin iyi hissettiğinden emin olmayı beklemişti sanki.

"Keşke ben de senin gibi şeffaf bakabilseydim bir zamanlar." derken sol gözünden kayan damlayla yorgun gözlerini yumdu.

Adamın söylediği şeyden bir şey anlamamıştı İnci, hissettiği mahcubiyetle Yavuz'un ellerini daha sıkı kavradı.

"Yavuz, anlayamıyorum. Neye daha şeffaf bakabilseydin?"

Yavuz'un düz çizgi halindeki dudakları birkaç kez kıpırdar gibi oldu. Konuşabilmeyi, ses çıkarabilmeyi dener gibiydi kederli hali. En nihayetinde konuştu. Sesi hiç olmadığı kadar gamlı ve ürkekti.

Güneşi YakalaWhere stories live. Discover now