9. Bölüm

19K 2.2K 2.3K
                                    

Merhaba 💛

Geçen haftaki zatürre darbesini çok şükür atlattım, hiç geçmeyecek gibiydi. 💆🏻‍♀️ Ne biçim bir hastalıkmış yahu iflahımı kesti resmen, umarım hiçbiriniz yaşamazsınız. Merak eden, geçmiş olsun dileklerini ileten herkese çok teşekkür ederim. Kalplerinizde yer etmiş olmak çok güzel hissettirdi, aynı yer benim kalbimde de sizler için var. Çokça seviliyorsunuz... 🙏🏻🥰

Uzun bir bölüm oldu, oy vermeyi ve görüşlerinizi paylaşmayı ihmal etmeyiniz lütfen 🌸

Keyifli okumalar.

☀️

Efe'nin odadan dışarı fırlamasının ardından yaşadığı hayal kırıklığıyla kımıldayamadı İnci. Efe'yi suçlamıyordu elbette lakin böyle bir yanıt almayı beklemediğinden ziyadesiyle sarsılmıştı. Daralan göğsünün üzerine karıncalanan elini yaslayarak hafifçe ovuşturdu. Sonra da başını kararlılıkla iki yana salladı. Efe'yi burada, o gaddar dedesi ile bırakması imkansızdı.

Uğradığı hüsrana boyun eğmeyecekti.

Ciğerlerini güçlü bir solukla doldurup ikizinin peşinden bahçeye gitti koşar adımlarla. Yavuz ile yan yana çardakta oturan Süheyla, telaşla dışarı çıkan Efe'yi görünce gözlerini belertti ve hemen peşinden gelen İnci'yi de fark edince ayaklanıp genç adama doğru yürüdü.

"Efe'm ne oldu oğlum?"

Efe, anneannesine bir yanıt vermeden kulaklarına kapadığı elleriyle başını iki yana sallayıp, birbirine dolaşan paytak adımlarıyla çardağın arkasına koştu.

"Efe." diye seslendi İnci ve yanaklarına dökülen yaşları ellerinin tersiyle silerek ikizinin peşinden koştu. Anneannesinin ona neler olduğunu sormasına yanıt vermedi, onu merakla izleyen Yavuz'a da bakmadı. "Efe bekle beni lütfen."

Çardağın arkasına saklanarak "Ha-hayır. Uçak olmaz, otobüs olmaz." diye bağırdı Efe ve dizlerini karnına çekip, başını diz kapaklarına gömerek ileri geri sallanmaya başladı. "Ol-olmaz işte."

Neler olduğunu anlamayan Yavuz da artan merakıyla ayaklanıp İnci'ye yöneldi o sırada, ancak kızın elini durması için kaldırmasıyla olduğu yere mıhlandı. Çatılan kaşları, kısılı kalan gözleriyle onları izlemeye başladı. İnci de ikizinin karşısındaydı şimdi.

"Efe, benim canım İstiridye'm." diyerek nefes nefese Efe'nin karşısında dizleri üstüne çöktü. "Uçaktan korkmanı anlıyorum ama konuşup üstesinden gelebilir-"

Başını gömdüğü diz kapaklarından kaldırmadan koluyla İnci'yi geri itti Efe. Hissettiği korkudan ötürü hızlanan kalp atışlarını, normal bir bireye göre beyninin içinde davul çalıyormuş gibi duyduğundan fena halde gerilmişti genç adam.

"Hayır! İstediğimde inemem... İnci bırak beni bırak."

İnci gözlerinden sicim gibi akan yaşlara aldırmadan gülümseyerek "Efe'm lütfen. Cüce galaksilerle ilgili belgeseli izleriz yol boyunca. Hemen geçer zaman ha, ne dersin?" diye fısıldadı son bir umutla.

"Ha-hayır. Bırak beni..."

İnci burnunu çekerek ellerini saçları arasından yolarcasına geçirdi ve cayır cayır yanan boğazıyla sabırlı kalmak için dudaklarını dişledi.

"İstiridye'm lütfen bak-"

Bu kez "Bırak beni İnci!" diye var gücüyle bağıran Efe, sol eliyle İnci'yi sertçe geriye savurup, kızın dirsekleri üstüne düşmesine sebep olmuştu. "Bırak, bırak, bırak işte!"

Güneşi YakalaWhere stories live. Discover now