32. Bölüm

16.9K 2K 1.9K
                                    

Merhaba 💛

Bu bölümü ilk bölümden beri tüm samimiyetiyle bize eşlik eden sevgili SereNfidanci 'e hediye ediyorum. İyi ki varsın Seren'cim, kucak dolusu sevgiler. 🥰

Oy vermeyi ve fikirlerinizi belirtmeyi es geçmeyiniz lütfen 🙏🏻

Keyifli okumalar 🌸

Meriç'in annesinin resim sergisine katılan İnci, her zamankinin aksine dalgın ve mutsuz göründüğü için Meriç de onunla beraber sergiden ayrılmıştı. Kızın bozuk olan moralini evliliğine atfettiğinden bir şey sormasa da onu gülümsetmek için bir şeyler arama gayretine girmiş ve en sonunda motosiklet öğretme teklifinde bulunmuştu. Aldığı teklifle Beyaz Vespa hayalleri gün yüzüne çıkan ve karamsar halinden arınmak isteyen İnci de bu teklifi kabul etmişti. Zira tahmin ettiği gibi de olmuş, pratik yapmak için şehir merkezinden daha sakin bir yere geçmek ve orada Meriç'in de yardımıyla motosiklet kullanma yetisi kazanmak yüzünde güller açmasını sağlamıştı.

Bol kahkahalı geçen dakikaların ardından kısacık mesafeyi tek başına gidip gelen İnci, bunu başarmış olmanın mutluluğuyla motordan inip kollarını iki yana açtı. Mutlu bir çocuk gibi bedeni etrafında dönerek kıkırdarken üniversite birinci sınıftaki hevesli haline geri dönmüştü sanki. Dönüşü sona erdiğinde başındaki kaskı heyecanla çıkarıp, onu yüzündeki geniş tebessümle izleyen Meriç'e sırıttı.

"Tek kullanmak harikaymış." diye şakırken gözleri ışıl ışıldı. "Meriç, çok teşekkür ederim. Şahane bir arkadaşsın."

Farkında olmadan tebessümü saliselik ufalır gibi olan Meriç, boğazını temizleyerek aldığı övgüden memnun kalmış gibi gülümsedi.

"Sen de şahane bir öğrencisin." derken kıza göz kırptı. "Hemen kavradın."

Gururla gülümsedi İnci.

"Ehliyetim vardı zaten ama pratikte eksiktim. Biraz daha gelişirsem, sanırım beyaz bir Vespa satın alacağım."

"Yakışır partner." dedi keyifle ona göz kırpan Meriç de. "Pratik için istediğin zaman emrine amadeyim."

"Teşekkürler."

"Ne demek."

O sırada zamanın nasıl geçtiğini anlamayan İnci'nin aklına saat gelince gözleri irileşmiş ve gözleri derhal kol saatine inmişti.

"Eyvah, bugün yemek pişirme sırası bendeydi." dedi sızlanır gibi. "Hemen eve dönmem lazım."

"Nasıl yani?" diye sordu, Meriç de şaşkın tebessümü ve hafiften çatılan kaşlarıyla. "Yavuz'la ev arkadaşı gibi yemek pişirme sırası mı yaptınız?"

Duraksadı İnci. Yavuz'u hatırlayınca sol yanından cılız bir sızı geçmişti.

"Yani kim müsait oluyorsa o yapıyor aslında." dedi geçiştirir gibi.

"O da güzelmiş."

Gülümsemekle yetinen İnci, konuya dair başka yorum yapmayınca motora geçtiler. Sessizleşen İnci'yi evine bıraktı Meriç. Motordan inen kızın kafasından çıkardığı kaskı ona uzatmasıyla da iç geçirdi.

"Sıradışı ama güzel bir gündü." dedi içi gülen gözleriyle. "Zaman su gibi aktı İnci."

"Öyleydi sahiden."

Mutlu gülüşüyle kafasını sallayarak sol elini Meriç'in omzuna yasladı İnci ve dostane biçimde hafifçe pat patladı. Bir yandan da rüzgardan dağılan saçlarını sağ eliyle düzeltmeye çalışıyordu. Beceremeyince onu izleyen Meriç, gülerek sol elini kızın saçlarına uzattı ve parmak uçlarıyla usulca düzeltti. Tüm bunlar yaşanırken, Cesur'u evine bıraktıktan sonra Efe'yi görmeye gelen ardından da Ulaş'ın evine geçen Yavuz'un göz hapsinde olduklarından bihaberlerdi.

Güneşi YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin