26. Bölüm

22.4K 2.5K 3.9K
                                    

Merhaba 💛

Ay ben çok özledim sizi umarım herkesin keyfi yerindedir. Beyaz Gece'de olduğu gibi bölüm ithaflarına başlamak istiyorum, liste kabarık ama halledeceğim 🙈

İlk ithaf 1. bölümden beri her bölümde yanımda olan, sevgisini cömertçe hissettiren, samimiyetiyle kalbime dokunan canım Melisa'ya gitsin. İyi ki varsın visneq iyi ki eşlik ediyorsun bize. Hep ol, mırrr! 😻

Oy vermeyi ve görüş bildirmeyi unutmayalım lütfen 🌸

Keyifli okumalar.

☀️

Benzinlikteki kargaşa araya başka insanların da girmesiyle sona ermiş, Yavuz canı çekilmiş gibi bembeyaz kesilen İnci ile sessizce gözyaşı döken dayısını arabaya bindirip dosdoğru kendi evine getirmişti. O da şoktaydı fakat hem İnci hem de dayısı bu haldeyken dirayetli davranmayı seçmek zorundaydı.

Uğur ile İnci'yi salona bırakıp mutfağa giderek su ile doldurduğu iki bardakla geri döndüğünde, İnci kırpılmayan dalgın gözleriyle yeri izliyor, Uğur da elleriyle yüzünü örtmüş halde ağlamaya devam ediyordu. Elindeki bardaklardan birini kapının sağ yanındaki kanepede oturan dayısının önüne bırakan Yavuz, diğer bardakla İnci'ye ilerleyip yanına oturdu. Kızın yüzünü ona kıyamayan, kederli gözlerle izlerken içmesi için elindeki bardağı uzattı lakin dalgınlığından sıyrılamayan İnci bunu fark etmedi bile.

"Ah Sedef..." dedi o sırada ağlamaktan sesi kısılan Uğur hayıfla. "Ah benim tertemiz Sedef'ime nasıl çirkin yakıştırmalar yaptı o adi adam..."

Annesinin adını duymak, İnci için sarsıcı etken olurken yaşlarla dolu gözlerini Uğur'a dikti.

"Annemi nereden tanıyorsunuz?" diye sordu titreyen sesiyle. Güçlükle yutkunup tir tir titreyen ellerini elbisesinin kumaşına sürttü. Uyuşan bedenine, ağırlaşan başına rağmen çenesini kararlılıkla havaya dikti. "O adamın söylediklerine inanmam mümkün değil. Ama bana annem hakkında bildiklerinizi anlatmak zorundasınız!"

Üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi çöken omuzlarıyla kafasını sallayan Uğur, kızarmış gözlerini İnci'ye çevirdi.

"Beni bu dünyaya bağlayan tek varlık kızım Oya." dedi hıçkırarak. "Onun üzerine yemin ederim ki o adamın anlattıkları gerçek değil. Senin annen..." derken hasret ve ızdırapla dişlerini sıkıp yutkundu. "Senin annen tanıdığım en temiz insandı. Ben ne evliliğinden önce ne de evliliği sırasında elimi dahi sürmedim ona."

Annesinin aldatmak gibi bir şeyle uzaktan yakından ilgisinin olmayacağını bilen İnci, duyduğu şeyin ardından tamamen gevşedi. Fakat babasına beslediği kin dolu öfkeyle bu kez hırsından dişlerini sıkıp, öne eğildi ve elleriyle yüzünü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Kızın hıçkırıkları kıymık kıymık yüreğine saplanan ve çaresiz hisseden Yavuz, elindeki bardağı yere bırakıp kollarıyla acı içinde olduğunu bildiği İnci'yi kolları arasına aldı. Dudaklarını saçlarına bastırıp, elleriyle de omuzlarını ve sırtını okşadı.

Gözleri uzaklara dalan Uğur ise  "Asistanlığımı Kayseri'de yaptım. O yıllarda kardeşi Seval ile hastaneye gelip giden annene aşık olmuştum." dedi salt kedere boyanan kısık sesiyle. "Annenle o dönemde tanışmıştık."

Adamın itirafıyla Yavuz'un kolları arasında ağlamaya devam eden İnci'nin hıçkırıkları sessiz gözyaşlarına dönerken, ellerini güç almak istercesine Yavuz'un dizlerine yasladı. Kırık hatta yaralı bir aşk hikayesi dinleyeceğini az çok anlamıştı.

Güneşi YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin