Maria, kendini esir olarak değil de olmak istediği yerdeymiş gibi hayal ediyordu. "Bu örgütü fazla hafife aldığınızı belirtmek isterim. ITO'ya destek olan birçok Türk vatandaşı bulunmakta. Bunların içinde, belediye başkanları, askerler, doktorlar gibi önde gelen meslek gruplarının yanı sıra birçok sanatçı da bulunuyor. Sanılanın aksine daha çok içinize yerleşmiş durumdalar. Ülke içten fethedilmiş. Bunları söylememi isteyen kişi ITO'nun Asya bölgesini yöneten liderdir."

Kâğıttan okuması gereken son bir cümlesi vardı. Onu izleyen bir sürü kişi varken yapacağı şeyden son derece emindi. Kamera arkasındaki adam ona okuması gerektiğini işaret edip duruyordu. Bakışlarını tekrardan kâğıda çevirdi ve derin bir nefesi ciğerlerine yolladı. Yapabilirdi.

Tek bir şansı vardı ve kullanmak zorundaydı.

"Eğer bana bir şey olursa çocuklarımı erkek kardeşim Peter Kalovski emanet—" Yayın ITO yetkilileri tarafından çabucak kesilmişti. Maria, kendine çekilen silahları gördüğünde geriye kalan kelimeleri yutmak zorunda kaldı.

Cümlesini tamamlayabilseydi, etmeyin, diyecekti. Çocuklarımı erkek kardeşim Peter Kalovski emanet etmeyin. Kardeşimden uzak tutun, o bir cani, o bir bebek katili, o bir ITO üyesi ve bu insanlığın sonu olacak, diyecekti.

Diyemedi Maria. Demesine izin vermediler.

Ekranın simsiyah olmasıyla Talia, "Majka!" diye bağırdı. Feryadı bütün evi inletecek kadar sarsıtıcıydı.

"Talia?" dedi kapı arkasındaki ses. Aysu Hanım'ın sesini telaş kapladı. "Aç hadi kapıyı! Evladım ne oluyor? Niye bağırıyorsun? Neden kapıyı kilitledin?!" Bir süredir odanın kapısı zorlanıyor ve küçük kızın neden bağırdığını merak ediyorlardı. Aysu Hanım onları tek bıraktığına pişman olmuştu.

"Ne oluyor?" diye sordu Teğmen Beton.

"Kapıyı kilitlemiş," dedi Aysu Hanım. "İçeride kardeşi de beşiğinde uyuyordu. İki dakika yalnız bıraktım sadece. Bağırıp duruyor."

Teğmen olayın ciddiyetinin farkında değilken, "Oyun oynuyorlardı belki?" diye sordu.

Aysu Hanım kafasını iki yana salladı. "Alisa onu duyamaz ki, işitme engelli bir bebek. Kınalı kuzum, kardeşi duyamadığı için onunla sessiz sessiz oyunlar oynar."

"Doğru," dedi Teğmen Beton. Yakın zamanda öğrenmiş olmasına rağmen unutmuştu.

"Komutanım," diyerek araya başka bir personel girdi. "Bir maruzat bildirecektim."

Teğmen Beton dikkatle dinlemeye başladığında askeri personel konuşmaya devam etti. "Bütün yayınlara el konulmuş," dedi. Teğmenin bedeni kasıldı. "ITO tarafından birkaç dakika önce canlı yayın yapılmış. Pusuya düşürülen bir sivil bildiri yayınlamış. Ülke karışmış bir vaziyette."

"Sivilin kimliği belli mi?" diye sordu.

"Maria Alaz," diyerek yanıtladı. "Beraberinde birkaç kişi daha var fakat kimlikleri henüz belli değil."

"Sikeyim," dedi Teğmen Beton. Bakışları odanın kapısına döndü. Hızlı adımlar atarak odanın önüne geçti ve kapı kulpunu zorladı. "Talia!"

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now