Maria yüzünden akan suların dinmesini bekledikten sonra yavaşça dudaklarını araladı. "Eğer böyle yapmaya devam ederseniz, istediğinizi alamadan çoktan ex olmuş olacağım." Ex olmak, ölmek anlamına geliyordu. "Vücudumun gösterdiği ani refleksten dolayı solunumum durabilir. Tansiyonum düşebilir, kalp ritmim bozulabilir ve kalp krizi geçirebilirim."

"Hay yine çenesi açıldı," dedi orta yaşlardaki üye. Maria'nın normal konuşma cümlesi bile tıbbi terimlerden oluşuyordu. Ayhan'ın en çok sevdiği şey karısının böyle konuşmasıydı. "Geç bunları da, kocandan haber ver. Ortalıkta ne ölüsü var ne dirisi. Senden bu kadar çabuk mu vazgeçti?"

Vazgeçmezdi. Ona ulaşmaya çalışır, kurtarmak için her şeyi yapardı. Bir şeyler olmuş olmalıydı. "Soyunuzu sopunuzu sikme planları yapıyordur," dedi Maria tükürürcesine. "Hazırlıklı olun, her an gelebilir!"

"Sana ulaşamadığı her dakika çocuklarının aleyhine işliyor haberin olsun."

"Çocuklara hiçbir şey yapamazsınız," derken Maria'nın sesi kendinden emindi. "Onlar güvenlikli bir yerde kalıyor. Öyle elinizi kolunuzu sallayarak giremezsiniz. Evin olduğu sokağa bile adım atamazsınız." Alaz ailesi normalde küçük müstakil bir evde yaşıyordu. Fakat Ayhan'ın uzun görevlere çıkmasıyla karısı ve çocukları evde tek başına kalıyordu. Maria da artık uzman bir doktordu. İş yoğunluğu daha çok artmıştı.

Ayhan gözü arkada kalmaması için lojmanda yaşamayı teklif etmişti. Karısı ise hiç düşünmeden kabul etmiş, hem çocukları hem de kendi güvenliği için en sağlıklısının bu olacağına karar vermişti.

"Bizim gireceğimizi söylemedim zaten doktor," dedi rahat bir tavırla. "Fakat evinize sürekli olarak girip çıkan birisi bizim yerimize bu işi halledebilir." Elini boğazına götürüp bıçakla kesiyormuş gibi yaptı. "Düşmanı dışarıda arama."

"Evimize yabancı kimse giremez," dedi Maria. Nefesleri sıklaşmıştı.

"Merak etme o kişi hiç yabancı değil."

"Kim?!" dedi yükselen sesiyle. "Kimden bahsediyorsun?"

"Şşş," dedi bacak bacak üstüne atarken. "Bilmemen senin için daha iyi. Saatler geçti ama Türk ordusundan hâlâ bir ses yok."

"Onlar hayalet gibidir. Sessizce hareket eder. Yakında ne olduklarını görmüş olacaksın. Buna hiç şüphem yok. Böyle konuşarak beni yıldıramayacaksınız, siz kiminle uğraştığınızın farkında değilsiniz," dedi Maria titrememek için büyük çaba sarf ederken. "Bu vatanı bölemeyeceksiniz. Ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz diyen bir milletle uğraşıyorsunuz. Sana ilk vakamı anlattım mı?" dedi. Onları çenesiyle oyalamaya çalışıyordu. Ne kadar oyalarsa o kadar iyiydi. "Bir askerdi. Silah arkadaşı şehit düşmüş, o da arkadaşının peşinden kurşunlara atlayıp, 'Beni de şehit edin!' diye bağırmış. Ağır yaralı bir şekilde hastaneye yetiştirdiler. Benim kollarımın arasında şehit oldu. Sen kimi neyle korkutuyorsun?"

"Geç bunları doktor, geç," dedi örgüt üyesi. "Canlı yayına çıkıp bildiri yayınlayacaksın. Konuşma kâğıdın şu an hazırlanıyor. Senden söylemeni istediğimiz şeyler var."

"Kağıtta yazılanları okuyacağıma eminsin yani?"

"Buna sen emin olacaksın doktor," derken gözlerinin içine baktı. "Diğer türlü seni ölmeden öldürürüz. Bunun tıptaki anlamını biliyor musun?" Maria içten içe titredi.

ITO, yalnızca Türkiye değil, Türkiye dışında birçok ülkeye de terör saldırısında bulunmuştu. Uluslararası olarak biliniyordu. Avrupa ülkelerinin çoğu, ABD, Kanada ve Avustralya gibi birçok ülkenin terör örgütleri listesinde ilk sırada yer alıyordu.

BİR KİBRİTLE 𝘠𝘖𝘒 OLMAKWhere stories live. Discover now