40. tatil günü

1K 36 40
                                    

Evdeki saat- uzunlar

******

"Damla! Kızım hazır mısın?"

Annem diğer odadan sesini buraya duyurmaya çalışıyordu. Kendi kendime söylenip "hazırlanıyorum anne!" Diye bağırdım kapıya doğru. Annemden ses çıkmayınca onayladığını düşünerek işime devam ettim.

İyileşmemin ardından 2 gün geçmişti. Yarın pazartesiydi fakat biz okula gitmek yerine Antalya'da tatile gidiyorduk. Annem ve Neval teyze bizim çok yıprandığımızı düşünerek böyle birşey organize etmişlerdi. Bize daha dün haber verdikleri için herşeyi ayarlamaya çalışıyordum.

Ayrıca Bora, kuzey ve Merve de geliyordu. Annem onlar içinde rezervasyon yapmıştı. Zeynep'in gelmesi konusunda çok ısrarcı olsakta ailesi izin vermediğinden dolayı gelmekten vazgeçmişti.

Yarın sabah 8 de yola çıkacağımız için geceden herşeyi ayarlamaya çalışıyorduk. Hava iyice ısındığı için millet artık tişört ve şortla gezmeye başlamıştı. Antalya'da 5 yıldızlı güzel bir otele gidiyorduk. Otel oldukça büyüktü ve içinde bir çok aktivite söz konusuydu.

Eğer çok soğuk olmazsa annem gil havuza girmemize izin vermişti, bu yüzden mayolarımızı da getiriyorduk.

1 hafta tatil yapacağımız için büyük bir bavul hazırlıyordum. Eren ve Neval teyze de şuan kendi evlerinde bavullarını hazırlıyordu.

Son bir tişört daha koyduktan sonra makyaj masasına ilerleyip çekmecesinden gri renkte bir makyaj çantası çıkardım. İçine 2 kapatıcı, 3 çeşit allık, 4 tane farklı renklerde ruj, maskara, eyeliner ve son olarak lip gloss koyup fermuarını kapatıp bavulun kenarına koydum. Kapağını kapattıktan sonra kabulu tutup yere indirdim.

"Kızım!"

Annemin sesiyle oflayarak makyaj çantamı, kol çantamı ve bavulu elime alarak kapıya doğru ilerlemeye başladım.

Kapıyı açıp merdivenlere geldiğimde anneminde yardımlarıyla bavulumu aşşağı indirdik. "Kızım sen bunun içine ceset falan mı koydun?" Dedi annem belini tutarak. Kendi kendime gülerek kapıya doğru yürüdüm.

Bu gece Eren gilde kalacaktık ve sabah erkenden yola çıkacaktık. Annem gil okuldan 1 haftalık izin almıştı. Zaten sınavlarda olmadığı için rahattık.

Bavulumu sürükleyerek Eren gilin kapısının önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Bir kaç dakika sonra kapıyı Nazlı açtı. Gülümseyerek geçmem için kenara çekildi. "Hoşgeldin Damla abla."

Gülümseyerek bavulumu kapının girişine koydum. Çantamı da onun üzerine koyduktan sonra merdivenlerden çıkıp Eren'in odasına girdim fakat Eren burada değildi.

Yan odada bir takım seslerin geldiğini duyunca spor odasının kapısını aralayıp kafamı içeri soktum. Evet Eren burada spor yapıyordu. Bir koltuğa oturmuş dirseğini dizine yaslayarak dambıl kaldırıp indiriyordu. Bir kedi gibi içeriye girdiğimde alnındaki teri silip "gel," dedi.

Başımı sallayarak küçük adımlarla Eren'in yanına gittim. Elindeki dambılları yere dikkatle bırakınca dizine oturup ellerimi omzuna koydum. Eren hızlıca bir elini arkadan belime sarıp "terliyim güzelim." Dedi.

Üzerine siyah bir şort ve siyah bir tişört vardı. Spor yaptığından dolayı baya bir terlemişti. Terlediğinden dolayı nefes nefese kalmış, aynı zamanda saçları alnına yapışmıştı.

Bu hâline aşık olduğumu söylemiş miydim acaba?

"Saat kaç?" Diye sorduğunda kolumdaki saate bakıp "20:23" dedim. Eren başını sallayıp beni dizinden kaldırıp kendiside ayağa kalktı. "Duş aldıktan sonra kucağıma gelebilirsin." Dedi sırıtarak. Gözlerimi kaçırıp başımı salladım.

DamerNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ