30. sarının ışıltısı

1.1K 66 53
                                    

yedinci ev- utanıyorum halimden.

*******

Hastaneye nasıl gittim bilmiyordum. Aklımdan bir ton düşünce, bir ton sonuç geçiyordu. Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu. Annem sürekli birşey olmadığını veya olmayacağını söylese de onları duyamıyordum.

Eren bir saattir ameliyattaydı. Kurşunu çıkarmaya çalışıyorlardı.

Neval teyze bulunmuştu. Aslında ona birşey olmamıştı sadece şarjı bittiği için ulaşamamışlardı. Nazlı da evde olduğu için güvendeydi.

Eren'e kan vermek için yalvarıyordum şuan. İkimizinde kan grubu aynıydı ve zor bulunuyordu. Daha henüz iyileşmediğim için hemşire kabul etmiyordu. En sonunda dayanamayıp bağırmaya başladım.

"Ya sizene! Vermek istiyorum dedim ve vereceğim! Eren'in kan grubu zor bulunuyor. Ölmesini mi istiyorsunuz!"

Hemşire ne yapacağını bilemeyerek bana bakmaya devam etti.

"İyileştim ben. Ameliyat olalı 2 hafta oluyor!"

"Bakın Damla hanım, daha fazla zorlaştırmayında işimizi yapalım. Şuan kan vermeniz gerçekten riskli bir durum. Kan sorunları yaşayabilirsiniz."

"Bu, beni ilgilendiren bir durum."

Hemşire derin bir nefes verdi. Başını olumsuz bir şekilde sağa sola salladı. "başlarım sizin düşüncenize! Vereceğim dedim o kanı!" Diye bağırmaya devam ettim. Bora yanıma gelip kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. "Damla kadınları bir rahat bırakta işlerine baksınlar!" Dedi. Başımı sağa sola salladım "hayır! Nereden bulmayı düşünüyorlar acaba? Çok merak ediyorum!"

"Aslında hastanın annesiyle kan grubu aynı olması yüksek. Bir kardeşi varsa onunlada uyuşuyor olabilir." Dedi hemşire.

Nazlı ile uyuşuyor olabilirdi.

"Annesiyle uyuşmuyor ama kız kardeşi var. Anneleri aynı değil yalnız." Dedim hemşireye umutla bakarak. "En kısa sürede kardeşini getirebilirseniz, kan çok geç olmadan bulunmuş olur" dedi hemşire.

Başımı saklayarak bizimkilere doğru döndüm. "Nazlı'nın kanı Eren'in kanıyla uyuşuyor olabilirmiş. Ben Nazlı'yı almaya gidiyorum." Dedim. Neval teyze bana endişeyle baktı "ben giderim." Dedi. Başımı sağa sola sallayıp "ben gitmek istiyorum." Dedim.

Annemden anahtarı alıp koşarak hastaneden çıktım. Arabaya binip sürmeye başladım. Hâlâ ehliyet almamıştım ama reşit olmama çok az kalmıştı. Yakında alırdım.

Çok geçmeden evin önünde durunca arabadan inip Eren gilin evine koştum. Korumalar beni görünce yol verdiler. Kapıyı hızlıca çaldım. Nazlı kapıyı açıp bana baktı.

"Çabuk montunu giyip gel, Eren'e kan vermen gerek."

Nazlı anlamayarak etrafına bakındı.

"Nazlı hadi!" Diye bağırdım. Nazlı irkilerek montunu eline alıp anahtarla kapıyı kilitledi. Beraber arabaya doğru yönelince korumaların bir kısmı bizimle geliyordu. Arabayı sürmeye başladığımda korumaların olduğu araba bizden uzak geliyordu çünkü çok hızlı sürüyordum. İki tane korumada arka koltukta oturuyordu.

Çok geçmeden arkamızda siyah bir araba fark ettim. Takip ediliyorduk.

Ben daha çok hızlanınca fark edildiklerini anlayıp silah sıkmaya başladılar. "Nazlı kemerini tak!" Diyerek bağırdım. Nazlı hızlıca kemerini takıp koltuğa sindi. Bu sırada ormanlık alana girmiştik ve burası tenha biyerdi.

Damerحيث تعيش القصص. اكتشف الآن