54. gerçek hayaller

740 53 25
                                    

Duman- Melankoli
Aşkın Nur Yengi- Yalancı Bahar
Sena Şener- Porselen Kalbim
*********

Uyandığım da odada kimse yoktu. Dün geceyi hatırlamaya çalışıyordum fakat sadece kesitler vardı aklımda. Üzerimi kim değiştirmişti? Tam bu anda dün gece Eren'in üzerimi giydirdiği anlar aklıma geldi. Utançlık duygusu beni ele geçirirken küfür mırıldandım.

Ayağa kalktığım anda şiddetli bir baş dönmesiyle karşı karşıya geldim. Geri yatağa oturduğum da hâlâ olanları idrak etmeye çalışıyordum. Dün sabah da bu şekilde uyanmıştım. Bu gidişle alkol bağımlısı olacaktım!

Tüm gücümü toplayarak ayağa kalktım. Kolumdaki saat 12:08'i gösteriyordu. Zeynep neredeydi? Beni neden kahvaltıya çağırmamışlardı? Üzerimdeki pijamalarla odadan çıktım. Ev çok sessiz görünüyordu.

"Anne?!" Dedim yüksek sesle. Hiçbir ses yoktu. Çalışanlar da dâhi kimse yoktu. Kocaman evde tek başımaydım. Bu da bir rüya mıydı?

Şimdi kötü şeyler olacak ve ben çığlık atarak uyanacağım. Değil mi?

Başımın dönmesiyle sendeledim. Hâlâ kötü hissediyordum. Dengemi kaybedeceğim sırada merdivenlerde bir hareketlilik hissettim. Başımı çevirmeye bile kalmadan ayaklarım ayakta durmayı kesti. Yere düşeceğimi zannediyordum lakin tanıdık kollar beni sarmıştı.

Hayır bu gerçekti.

Geriye doğru yatmış bir şekilde, Eren'in kolları arasındaydım. Bir elini belime sarmış, diğer eli ile de destek veriyordu. Yüzüme baktı uzun uzun. Ben geri doğrulurken "iyi misin?" Diye sordu. Başımı salladım ama değildim.

"Herkes nerede?"

"Az önce piknik için yola çıktılar."

"Beni neden uyandırmadılar? Sen neden gitmedin?"

"Uyandırmaya çalıştık ancak uyanmadın. En sonunda son ana bıraktık seni uyandırma işini. Onların gitmesini ve seni kaldıracağımı söyledim. Bir kaç dakika önce yola çıktılar. Kahvaltıyı da orada yapacağız. Başka sorun yoksa giyinebilirsin." Dedikten sonra aklına birşey gelmiş gibi sırıttı ve bir kaç adım yaklaştı. Gerilemeye yeltendiğimde sırtımdan tutarak engelledi. "Ya da istersen ben giydirebilirim."

Yüzünde keyifli bir ifade vardı. Oldukça sırıtıyordu. Neden bu kadar mutluydu?! Dün birşey yaşanmamıştı değil mi?
"Neden mutlusun?" Diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Sırıtması genişledi.

"Bilmem, belki birşeyler yaşanmıştır."

"Yaşansaydı hatırlardım! Ayrıca çok sapıksın."

Sırıtmayı bıraktı ve dudaklarını büzerek şaşırıyor gibi baktı yüzüme. Kınayıcı bakışlarından sonra alaylı sesiyle "sen ne anladın ki? Ben öpüşmekten bahsediyordum." Dedi.

Omzuna vurarak uzaklaştım. "İsteğim dışında öptün. Yani o öpücükle sadece kendini kandırmış oluyorsun." Eren kaşlarını kaldırarak yandan güldü. "Ayık kafayla da öpmüştün."

"Beni öpen sendin!"

"Karşılık veren de sen."

Gözlerini kapattım sıkıca. Küçük bir çığlık attım. "beni deli ediyorsun!" Güldü ve dudaklarıma yakınlaştı. "Sen de beni deli ediyorsun. Kızınca ne kadar güzel olduğunun farkında değil misin?" Konuşurken dudakları dudaklarıma değiyordu.

"Şunu yapmayı kes."

"Ne yapıyorum?" Dedi sırıtarak.

"Sürekli yakınlaşıyorsun ama bir bok yapmıyorsun. Hastayım farkındasın değil mi?! Libidom yüksek! Ani yakınlaşmalar yapacaksan adam gibi devamını getir."

DamerWhere stories live. Discover now