41. yarışma

658 31 8
                                    

"selam sevgili izleyiciler. Bu gün yepyeni bir yarışma, yepyeni bir oyun, yepyeni yarışmacılar ile karşı karşıyayız! Şimdi herkes yerlerini aldıysa görelim bakalım bu gün bizi hangi oyunlar bekleyecek!"

Adam heyecanlanla ve gülerek konuştuktan sonra elini kaldırıp etrafı gösterdi. Drone bir anda havalanıp yavaş yavaş önce etrafı, sonra ise hepimizin yüzünü gösterdi. Adam yavaş adımlarla yeşil takımın önünde durdu. En başta duran çocuğu eliyle gösterdi.

"Adınız nedir acaba?"

"Ekrem."

Ekrem, Bora gibi esmerdi. Saçları özenle taranıp arkaya atılmıştı. Ekrem'in hemen yanımda bir kız bulunuyordu. "Sizin adınız nedir acaba?" Diye sordu Engin bey.

Engin diyince de aklıma diğer Engin geliyor be.

"Ben Buse," dedi açık tenli kız. Tatlı ve yumuşak bakışları vardı. Yanında duran sarışın çocuk "ben Arif." Dedi. Bakışları oldukça sert ve boştu. Yanında duran başka esmer bir kız da yalandan gülümseyip "bende Elif," dedi.

Engin bey hepsine gülümseyerek başını salladı ve kameraya döndü tekrardan.

"Evet gördüğünüz gibi yeşil takımımız böyle, şimdi de mor takımımızı tanıyalım!"

Benim önümde durunca hiç beklemeden "Damla," dedim. Engin bey, Eren'e dönünce "bende Eren," dedi, Eren.

"Merve,"

"Bora."

Engin bey genişçe gülümseyip kameraya baktı. "Yarışmacılarımızla tanıştığımıza göre, şimdi sıra oyun alanında! Evet sevgili izleyiciler, geriye yaslanın ve anın tadını çıkarın!"

Kamera kapanınca Engin bey bize döndü. "Evet arkadaşlar, sizi oyun alanına alalım."

********

Şuan bir koşu alanının ortasındaydık. Bir sürü engel dizilmişti etrafa. Yaklaşık 10 dakikadır başlamayı bekliyorduk. Nihayet Engin bey geldiğinde kameranın karşısında durdu. Bir el hareketi yaptıktan sonra konuşmaya başladı.

"Tekrardan merhabalar, şuanda oyun alanında bulunmaktayız. Şuan elimde gördüğünüz cam fanustan iki takımdan birer kişi seçeceğiz."

Bir kaç adımda yanımıza gelip dördümüze birden baktı. Fanustan bir kağıt çıkarıp açtı ve gözleri Merve'yi buldu. "Merve,"

Etraftaki izleyiciler alkışlamaya başladı. Engin bey gülümseyerek yeşil takımın yanına geçti. Bir kağıt daha çekince "Buse," dedi gülümseyerek.

"Buse ve Merve hanım, iki adım öne gelin." Dedi Engin bey hemen. Merve iki adım öne gelince beklemeye başladı. Buse de aynı şeyi yaptı.

"Gördüğünüz gibi bir sürü engellerimiz var. Ben 3 dediğimde koşmaya başlayacaksınız. İlk olarak zıplama ve eğilme engellerimiz bulunmakta. Onun hemen ardından bir kaydırağın en üzerine çıkıp demire tutunarak aşşağı kayacaksınız. Sandıkta bulunan bayrağı alıp tekrar aynı engellerden geri döneceksiniz. Unutmayın, kim daha hızlı gelirse kazanır." Dedi kameraya bakarak.

Herkes başını sallayınca Buse ile Merve yerlerini aldı. Engin bey "hazır mısınız?" Diye sordu.

"Hazırız!"

"Hazırız!"

"1," dedi Engin bey derin bir nefes alarak. "2," diye mırıldandı hemen ardından. "3!" Dedi bir saniye sonra. Engin bey 3 dediği anda ikiside koşmaya başladı. Merve hızlıca 2 engelin üzerinden atlayıp 3 engelin altından geçti. Bu sırada Buse çoktan kaydırağa varmıştı bile. Merve hızlıca Buse'ye yetişip kaydırağa tırmandı. İkiside aynı anda kaydıraktan atladı. Merve bir kaç saniye koştuktan sonra Buse'den önce sandığı açtı. Bayrağı alıp hemen tekrar kaydırağıça koşarken Buse bayrağını yeni alıyordu. Merve kaydıraktan yukarı çıkıp atlayarak 3 engelin altından geçti. Zıplama engelinin önüne gelince ayağı takılıp yere düştü. Merve'nin düştüğünü gören Bora "Merve!" Diye bağırdı endişeli sesiyle. Merve hızlıca ayağa kalkarken Buse ona oldukça yaklaşmıştı. Engellerden atlayıp tekrar yanımıza geldiğinde sevinçle bana sıkıca sarıldı. Oldukça nefes nefese kalmıştı fakat kazanmıştı. Buse de nefes nefese bir şekilde gelince ofladı.

DamerWhere stories live. Discover now