57. hayallerin sonu

511 38 62
                                    

SMYL- Where's my love.
Pixies- Where is my mind.
Halsey- Castle.

******

Ben Damla kaya.

Sürekli ölüm korkusunu yaşayan kız. Ailesinin bir kısmını kaybetmiş ve kaybedecek kız. Herkese yol bulurken kaybolan kız. Her zaman bir çözümü olan fakat bu sefer köşeye sıkışan kız. Ölümü en yakından hissediyorum.

Bir daha Eren'i göremeyecek olmam, Çınar'ı kurtaramadan ölecek olmam, annemin mutlu olduğunu göremeyecek olmam canımı yakıyordu. Aslında en çok ne yakıyor biliyor musunuz?

Çınar babasını kaybetmişken şimdi ablasını da kaybedecekti.

Aşkın karmaşıklığı arasında boğuldum. Hiç bir zaman sevilmeyeceğime inanırken Eren beni bir bebeği sever gibi sevdi. Benim için yapmadığı şey kalmadı. Şuan bağırarak ağlıyorsa bile tek sebebi benim.

Bir dakika.

Ben ağladığını nasıl duyabiliyordum?

Gözlerimi araladım. Hâlâ bunu yapabiliyordum. Peki ya kim vurulmuştu? Kim acıyla çığlık atmıştı? Ben hâlâ nefes alabiliyorsam Rasim kimi vurmuştu?

Ben neden yerdeydim? Neler olduğunu anlayamaz bir hâlde gözlerimi kırptım. Eren vurulmamam için sandalyemden iterek beni yere düşürmüştü.

Direkt olarak gözlerim Eren'in şaşkın yüzünü buldu. Ağlarken bir an duraksamıştı. Neye şaşırdığını merak ederken kafamı yere yukarı kaldırdım. Az önce Rus ruleti oynadığımız adam yanımda yatıyordu. Vücudundan kanlar akmaya başlamıştı. Ne olmuştu?

Eren'e döndüm korkuyla. Derin derin nefesler aldı ve gülümsedi. Sırf ben ölmedim diye başkasının vurulmasına gülümsedi. Neler olduğunu anlayamaz hâldeydim. Rasim sinirle "aptal!" Diye bağırdı. O an anladım ki Eren beni yere düşürdüğün de kurşun adama girmişti.

Benim yüzümden ölmüştü veya ölecekti. Rasim onu tedavi ettirmezdi.

Silahı sinirle yere fırlattı. Silah yere çarparak kapı ağzına kadar sürüklendi. "Eren." Dedim korkuyla ve kısık sesle. Eren derin nefesler alarak gülümsedi.

"Yaşıyorsun."

"Yaşıyorum, ama o ölecek."

"Senden başka kimse umrumda değil."

Ağlamaya devam ettim. "Bizim yüzümüzden öldü. Bende ölebilirdim!" Dedim hıçkırarak. Ya ben ölseydim? Ne olacaktı?

Rasim öfkeyle Eren'e bir kaç yumruk attı. "İşlerime karışmayı seviyorsun!" Diye bağırdı öfkeyle. Eren yumruk yerken ve hatta burnundan kan gelmesine rağmen bile gülümsemeye devam etti. "Eren," dedim korkuyla. Diğer adam beni düz bir şekilde kaldırmıştı.

Eren Rasim'i ayağıyla itip yüzüme uzun uzun baktı. "Güzelim." Dedi baş döndürücü sesiyle. Dudaklarım titriyordu konuşurken. "Eren ben ölecektim. Seni bir daha göremeyecektim. Eğer beni itmemiş olsaydın şuan son nefesimi veriyordum."

"Damla sus." Dedi dişlerini sıkarak. Öldüğümü düşünmek bile onu sinirlendirmeye yetiyordu. "Ben varken ölmeyeceksin demedim mi sana?"

Aklıma o sözleri geldi hemen.

"Gerekirse imkansızlıkları gerçeğe dönüştürürüm ama senin beni bırakmana izin vermem."

Gülümsedim acıyla karışık.

DamerWhere stories live. Discover now