Episode 37: Happy Birthday? [season final]

44 9 12
                                    

Star City, 31 Aralık 2018

Kışın dönüm noktası ve yılın sonuydu.

Ayrıca Artemis Lima Crock'un da doğum günü.

Beş yıl önce, bütün bunların hayalini bile kuramazdı. Korkunç bir aile yapısının içinde büyümüş, şeytanlar tarafında yetiştirilmişti. Çok şey geçti, gitti ve bitti. Ancak bazı şeyler asla unutulmazdı. Tıpkı sekizinci yaş günü gibi. Omzundan başlayan ve omurgasına kıvrılan o kesiği aynaya bakmasa bile görebiliyordu.

Ama Jasmine O'Neill hayatına girdiğinden beri hiçbir şey eskisi gibi değildi.

Tıpkı ilk defa gerçek bir doğum günü kutluyormuş gibi yaşadığı bu sevinç gibi. Gerçek doğum günü Haziran ayındaydı ama ne Jasmine ne Zatanna ne de o, o gün daha önce var olmuş gibi davranıyordu. Onun doğum günü, resmi kayıtlarca bir O'Neill olduğu gündü.

Üzerindeki elbisenin dekoltesini çekiştrerek odanın camına ilerledi. Perdeleri kapatmayı sevmiyor dahi olsa, bu şeyle uğraşırken mecburdu. Camı da beraberinde açtığında, ağzına kapanan elle hızlıca karşısındaki kişiye saldırdı.

"Artemis, hey benim."

Sakince durdu, eller ağzından çekildiğinde, dudaklarından bilen anlaşılan şaşkınlığını görmüş oldu. Bu sürpriz için gerçekten de uğraşmıştı.

"Ne cehenneme buradasın?" Dedi panikle. Fısıldayarak bağırıyordu. Ve bu biraz da komikti.

"Zatanna yardım etti." Dedi Francis sırıtarak. "Bu geceki partnerin benim."

Kalbi durdu adeta. Hayatında en çok hoşlandığı erkeğin balo partneri olacak olması harikaydı. Tabi peşindeki manyağı saymadığı zamanlarda. Yüzündeki gülümseme biraz silindi. "Gitmen gerek. Burası senin için güvenli bile değil."

Düşünüyor gibi yaptı. Yatağa kendini rahatça bıraktı. "Aslında haklısın. Dünyanın en güçlü insanlarının- düzeltiyorum varlıklarının olduğu bir doğum günü partisine gelmek dahilikle delilik arasındaki çizgide." Ellerini çırptı. "Ve bil bakalım ben o çizgide tam olarak nerede duruyorum?"

Nefeslenerek güldü. Gerçekten gülümsedi. O da yatağa doğru yaklaştı ve kendini yanına bıraktı. Kısa bir an oldukları yerde zıpladılar. Bu anı bitirmemek için çok şey yapabilirdi. Ama Francis bu konuda ondan önce davrandı. Bedenini onun bedeninin üzerine iteledi, ellerini yüzünün iki yanına dayayarak ona yukarıdan baktı. "Sanırım birkaç saatimiz daha var, değil mi?"

🌃

Jasmine, nefes almakta gerçekten de zorlanıyordu.

Herhangi bir kişinin kolayca içeriye girmesinin mümkün olmayacağı kadar sıkı bir güvenlik binanın içindeydi. İçeriye girmek imkansızdı. Dışarının güvenlik kameralarını halledememiş dahi olsa, bu gece bu binadan kızıyla çıkacaktı. O yüzden içi rahattı. Zatanna'ya her şeyi anlatmak belki de onun daha normal görünmesinin tek nedeniydi. Kendisine çok destek oluyordu.

Omzuna konulan başla tebessüm etti. "Yoruldun mu?"

"Constantine," diye açıkladı tek kelimeyle.

Jasmine, kıkırdayarak ona katıldı. John Constantine ve Zatanna Zarara bazen ateş ve baruttan farksızdı. Ve bunun o anlardan biri olması güzeldi. Adam, kızını mutlu ediyordu. Çılgın ve çoğu zaman sorumsuz piçin teki dahi olsa, birine değer verdiğinde bunu hiç kimseden gizlemezdi. Ve sevginin ne kadar güçlü olduğu da onun tarafından her seferinde kanıtlanırdı.

"Siz ikiniz bir araya geldiğinizde gerçekten de tuhaf olmaya başlıyorsunuz. Benden bile."

"Kimse bu konuda seni geçemez, J." Dedi keyifle. Sonra, binanın içindeki güvenlik önlemleri aklına bir bir geldi. Gecenin en kotu olasılığı zihninde oynadı. "Artemis iyi. Biricik erkek arkadaşı yanında. Ve güvenlik sistemi de iyi."

Demir Yarasa GerçekliğiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora