Alize & Poyraz Bölüm 43

9.6K 778 12
                                    

Buzlar eridikten sonra Orkun hemen kalkmamış, son olarak kahve içmeye karar vermişlerdi. Sonrası ise vedalaşma ve en kısa sürede görüşmek temennileri ile kapı ağzında yaşananlardı. Ilgın da Orkun ile kalkmış, eve kadar kendisini bırakmasını sağlamıştı. Poyraz Ilgın'ın uyanıklığına gülmüş ve kapıyı kapattıktan sonra, kapının yanındaki cama doğru geçip tülün ardından ikiliyi izlemeye başlamıştı. Alize kolundan çekiştirse de o vazgeçmemiş, "Bekle bakalım öpecek mi?" dediğinde "Öperse öpsün, Ilgın koca kız." demiş ama Poyraz'ın camdan ayrılmasını sağlayamamıştı. Kocası hem gülüyor hem camdan kardeşi ile Orkun'u izliyor diğer yandan da kollarındaki karısını okşuyordu.

Orkun, kötü başlayan gecenin güzel sonuçlanmasının verdiği rahatlıkla yürüyordu. Ilgın da aynı ruh halindeydi. Sanki bulutlardaydı. Dört gece sonra yine görecekti. İyi de bunca zaman hiç görüşmeyecek miydi? Birkaç adım sonra evin kapısına gelmişler, sokak lambasının altında durdular. Orkun, o dudakları öpmek istese de yer uygun değildi. Hem daha hiçbir şey net değildi ki. Orkun yutkunup dudaklarından gözlerine doğru bakışlarını kaldırdığında Ilgın'ın da kendisine baktığını gördü. Soru işaretleriyle dolu gözleri görmek yine çarpmıştı kendisini. Bir gün o yeşil gözler kendisine aşkla bakacak mıydı? Çok şey mi istiyordu? Umut ediyordu sadece...

"Orkun..."

"Ilgın..."

"Önce sen..."

"Önce sen..."

Aynı anda konuşma devam edince Orkun sustu ve eli ile işaret edip önceliği Ilgın'a verdi.

"Seni aramamın sakıncası var mı?"

"Ben de aynı şeyi soracaktım. Sendeki kartımda özel numaram var. Bazen açamasam da mutlaka aradığını görürüm. Ama senin numaranı aramam için senin iznine ihtiyacım var."

"Numaram var mı sende? Benimki de soru... Var elbette. İyi de..." sustu ve dilinin ucuna kadar gelen sözleri yuttu. Orkun ise o cümlenin tamamlanmasını istiyordu.

"İyi de ne?"

"Yok, bir şey!"

"Ilgın, cümleni tamamlar mısın?"

"Orkun, yanlış anlamanı istemem."

"Yanlış anlarsam düzeltirsin. Hadi söyle"

"Bu akşam bu yemek olmasaydı görüşemeyecektik diye düşünüyordum. Yani..."

"Yani aramamış olmamdan böyle bir sonuç mu çıktı?"

"Evet"

"Yanılan senmişsin o zaman. Yengen bu yemeği ayarlarken en azından o ve ben neler hissettiğimizi biliyorduk. O bizi bir araya getirmek için çırpınıyordu, ben de seni görebilmek için. Ama bu gece yaşanmadan kendimde seni arama hakkı bulamamıştım. Şimdi ise gönül rahatlığı ile arayabileceğimi biliyorum. Yanılıyor muyum?"

Alize & PoyrazWhere stories live. Discover now