Alize & Poyraz Bölüm 40

10.1K 815 16
                                    

Neslişah hanım üst kata çıkarken daha fazla dayanamamış "Ne haltlar karıştırıyorsunuz?" demişti. O asil kadının ağzından çıkan lafa kıkırdamaya başlamıştı Alize. "Anne, ne ayıp! Hiç öyle bir şey yapmıyoruz. Alt tarafı Orkun Beyin Ilgın'a olan zaafını kullanıyoruz."

"Ben halt diyorum ayıp oluyor, siz bir erkeği kullanıyorsunuz ayıp olmuyor öyle mi küçük hanım? Eeee nasıl bir kullanma bu? Kızımın başı derde girmez değil mi?"

"Anne az uyanık değilsin! Yok, ben yoklamamı yaptım. Ilgın da bu konuda yardımcı olmak istiyor."

"Hadi hayırlısı. Damadımın polis olacağını hiç ummazdım."

"Anne, dur daha bu akşam tanıştılar. O kadar kısa sürede damat olup olmayacağını bilemeyiz."

"Diyene bak. Tanıştıktan ne kadar zaman sonra evlendiniz? Üç ay mı?"

"Sana bir sır vereyim mi? Ben Poyraz'ı çok uzun zaman önce tanıdım. O zamanlar ben on iki yaşındaydım ve göğüslerim hiç yoktu. Ama oğlunun tüm zamanı iri göğüslülerle geçiyordu."

"Ay evet bir dönem tüm kız arkadaşları iri göğüslüydü. Onlardan birini eve getirecek diye aklımız çıkardı."

"Neyse ki sonunda orta yolu buldu."

İki kadın da kahkahalarla gülüyordu. Hem sinir bozukluğu hem de içinde bulundukları ortam gülücüklerin ardına saklanmıştı.

"Sen uyu ben de polisi boş bırakmayayım. Ne de olsa Ilgın artık benim de kardeşim."

"İn hadi. Kurda kuzu teslim ettik biz de."

"Ilgın mı kuzu?"

"Hayır, o Kurt... Unuttun mu soyadımız Kurt." Bu kez daha yüksek sesle gülüyorlardı.

"Anne, sen az cin değilsin biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum tabii."

"İyi geceler."

"İyi geceler"

Alt katta, kahveler hazırlanmış, iki genç karşılıklı oturmuş konuşuyorlardı. Alize merdivenlerden inerken ikisine baktı. Yakışıyorlardı. Ailenin tüm çocukları gibi Ilgın da uzundu. Poyraz gibi simsiyah saçları vardı. Annesinden aldığı yemyeşil gözleri ile canları yaktığı ortadaydı. Orkun da yananlardan olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Kahveleri içerken havadan sudan konuştular. Saat sabaha karşı dört olmuştu. Artık iki kızında gözleri kapanıyordu.

Orkun ayağa kalkıp verdiği rahatsızlık için özür diledi. Kahve için teşekkür etti. İkisine de kartını uzattı. Kartın arkasına ise özel cep telefonunu yazmayı unutmamıştı. Mazereti de "Aklınıza bir şey gelirse bana hemen ulaşabilmeniz için" diye açıklamıştı. Sonra Alize'ye dönüp, "Bu gece burada mı kalacaksınız? Evinize gidecekseniz size kapıya kadar eşlik edeyim."

Alize & PoyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin