Alize & Poyraz Bölüm 41

9.1K 825 28
                                    

Orkun da görüşmesini bitirmiş yeniden koltuğuna dönmüştü. Alize'nin bu kez kimle konuştuğunu tahmin edememiş, görüşmenin bitmesini bekliyordu. O sürede de Ilgın ile yaptığı konuşmayı aklından geçirdi. O da artık emindi, duygular karşılıklıydı. Sesinin tonu ne kadar güzeldi. Zaten her şeyi çok güzeldi. Ama çok varlıklıydı. Ya ailesi, kendi ayakları üstünde duran bir polisi istemezlerse? İyi de ne olacaktı da neyi istemeyecekti o aile? Orkun, düşündüklerinden aptallaşmış kendisine bile inanamıyordu. Aklından neler geçiyordu? Daha bir kere bile çıkmamışlardı. O hemen aileye kabul edilmeyi umar olmuştu. Kendi ailesi de çok fakir değildi. Dededen kalma toprakları, birkaç da daireleri vardı ama Kurt ailesi ile boy ölçüşemezdi. Ölçüşmesi gerekirse de zamana bırakmalıydı. O da öyle yaptı zamana bıraktı her şeyi.

İkisi de arada bir ufak muhabbetler yapsalar da genelde o geceyi çalışarak geçirdiler. Alize boş kalmamak ve düşünmemek için kendisini işe vermişti. Bu arada Orkun'a da yatırım önerilerinde bulunuyordu. Orkun da kendi dosyalarına dalmıştı. Arada bir İstanbul'daki büroyu arıyor ve bazı dosyaların kendisine gönderilmesini istiyor, sonra da çalışmaya devam ediyordu. Saat on olduğunda gündüz uyumalarına rağmen Kızılcahamam'ın temiz havası yüzünden esnemeye başladılar. Sabah yine erkenden kalkacakları için iyi geceler dileyerek odalarına çekildiler.

İstanbul'dakiler de o günü zor bela bitirmişlerdi. Neslişah Hanımın evi bu kez meraklılarla dolup taşmıştı. Her gelen 'Poyraz böyle şey yapmaz', dese de ardından da 'Baba-oğlun arası bozuktu. Düzelmişler miydi?' gibi sorularla gerçek şüphelerini dile getiriyorlardı.

Olayın Cuma gecesi patlak vermesi, hafta sonu borsanın kapalı olması Özcan ile Özkan'ı rahatlatmıştı. Baki Bey zaten artık şirketle ilgilenmiyordu. Şirkete gitse de sadece fikir üretmek için birkaç işe bakıyordu. Son yıllarda hayattan kopuk yaşaması, ağabeyini kaybetmesi ve ardında yeğeninin tutuklanması dengesini iyice bozmuştu. Özcan, tedbirli olmak için hemen avukatlarla pazartesi sabahına toplantı ayarlamıştı. O gece de Neslişah Hanım ile görüşmeye gelmiş, kendi hissesi ile Ilgın'ın hissesinin vekâletini, Poyraz'dan alıp kendisine verdiği takdirde şirket işlerinin yürümesinde sorun yaşanmayacağını belirtmişti. Neslişah Hanım da uygun bulduğunu söylemiş, "Pazartesi en geç Salı, gerekeni yaparım. Haklısın, Poyraz ne zaman çıkacak belli değil, vekâletimi değiştirmem şart." diye yanıtlamıştı. Ilgın zaten annesi ile ortak hareket edeceği için Özcan ayrıca konuşma gereği duymamıştı bile. Şirketin tüm sorumluluğu onun omuzlarındaydı. Poyraz'ın yokluğunda hatasız yönetim sergileyerek kendisini herkese gösterecekti. Hırslıydı ve bunu saklamazdı. Ama Poyraz'ın da yönetim kabiliyetine ve kararlarındaki soğukkanlılığına hayrandı. Ondan çok şey öğreniyordu.

Alize, saatin sesi ile uyandı. Bu sabah daha kolay kalkmıştı. Hemen karşı odayı çaldırdı ve aynı diri sesi duydu "Kalktım". Bu kez on dakika daha erken gitmişlerdi koruya. Alize ısrarla hemen çıkalım demiş durmuş, Orkun da kabul etmişti. Koruluğun ucunda bir önceki gün bulundukları yere geldiklerinde iki orta yaşın üstü erkeğin ısınma hareketleri yaptığını ve hararetli bir şekilde konuştuklarını gördüler. Hemen yanlarına ulaşıp kendilerini tanıttılar ve o günü anımsatmak için konuşmaya başladılar.

Beylerden daha uzun boylu olanı, "O günü de o beyi de anımsıyorum. Hatta dün gazetelerde okuyunca hayretler içinde kaldım. Şimdi arkadaşıma 'Bu olayı çözmelerine yardımcı oluruz o saatlerde bu genç adam bizimle birlikte koşuyordu' demek lazım, diyordum. Sonra da kendimize kızdım. Genç adam bize adını soyadını söylemiş ama biz kendimizi tanıtmamıştık. Malum devir pek tekin devir değil. Aklımızca tedbir aldık."

Alize & PoyrazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin