Alize & Poyraz Bölüm 16

12.6K 991 30
                                    

Poyraz, toplantıya aklını veremiyordu. Takılı kaldığı noktanın ne olduğunu bulamıyordu ama bir şeyler vardı. Bir şeyler aklını kurcalıyordu. Yeniden neredeyse tüm görüşmeyi gözünün önünden geçirdi. Sanki noksan olan bir şeyler vardı. Bu arada odasının bir ucundaki toplantı masasının etrafında toplanmış ekip, yeni ürünle ilgili araştırma sonuçlarını aktarıyor, o da sanki dinliyormuş gibi kafasını sallıyordu. Oysa aklı az önce asansöre binen bayandaydı.


"Yüzüğü yok!"


"Efendim Poyraz Bey?" En yakınında oturan bölüm müdürü duyduğunu anlayamamış ve sormuştu.


"Yok, bir şey! Kendi kendime konuşuyordum. Siz devam edin."


İşte buydu. Neden görüşürken fark etmemişti ki bunu? Çünkü emindi evli olduğundan. Gerçi şimdi de olmadığından emin olamazdı. Ya yüzük kullanmayı sevmiyorsa? Çünkü hiçbir şey yoktu, ne parmaklarında ne de bileklerinde. Sadece bir saat vardı. Belki alerjisi vardı. Çünkü kocası olan adamın elinde yüzüğü görmüştü. Bunu öğrenecek ve sonra rahat edecekti. Artık kendisini toplantıya vermesi gerekiyordu.

Alize, hastaneye geldiğinde İsmet Bey'i doktor ile konuşurken buldu. Önce uzaktan izledi sonra kendisini fark eden patronunun çağırması ile yanlarına gitti. Anladığı kadarıyla, Mürüvvet Hanımın tek damarında sorun vardı ve stend ile çözülmeyecek bir şey değildi. İçi rahatlamış olarak devamını dinlemeye başladı konuşmanın. Nelere dikkat etmesi gerektiğini, neler yememesi gerektiğini söylüyordu, İsmet Beyin arkadaşı olduğunu anladığı doktor. Sözleri bitince tanıştırdı ikisini. Yanılmamıştı. Eski arkadaştı ikisi de. O arada elinde kahve fincanlarının olduğu tepsi ile yanlarına bir başka erkek yaklaştı.

Alize, görür görmez Poyraz Kurt'un babası olduğunu anladı. İsmet Bey, tanıştırmak istediğinde de bunu belli etti. Göz renkleri hariç çok benziyordu baba oğul birbirine.


"Poyraz bey ile görüştüğümde ona sizin adınızla hitap etmiştim ama artık doğru isimle tanıştığıma memnunum. Sizin burada olacağınızı tahmin etmişti." Sesi nasıl çıkmışsa Sina Bey merakla sordu.


"Hayırdır? Poyraz canınızı mı sıktı?"


"Yoo, hayır canımı sıkmadı. Ama İsmet Bey ve eşinin bu ani durumu, beni hazırlıksız yakalayınca benim açımdan olumsuz başlayan bir görüşme oldu." Neden hala onu korumaya çalışıyordu?


"Bu aralar benim üstümdeki işleri almak için epey uğraş veriyor. Galiba haklı da? Son kararımın etkisi gazetelere sürmanşet oldu."


"Hatalı karar vermek de bir meziyet. Tüm hayatını hiç karar veremeden geçiren insanlar var."


Sina Bey, hastanede olduğunu unutup kahkahayı bastı ve "İşte bizim Baki! Doğru tespit diyeceğim ama kardeşim bozulacak. Duymaz değil mi? Bu bizim sırrımız olsun."


"Elbette duymaz. Ama ben duyduğunu anlarsam, sizden şüphe ederim Sina Bey!"


"İsmet, bulmuşsun yine kendin gibi birini. Bu kız yaman." Sesindeki sempati içtendi.


"Ben yanıma boş insan alır mıyım? Seni kendi silahınla vurdu!" İsmet Bey ve doktor gevrek gevrek gülüyordu.

Alize & PoyrazDär berättelser lever. Upptäck nu