Alize & Poyraz Bölüm 26

11.6K 922 8
                                    

Alize, hala kendi on iki yaşında başlayan aşkından bahsedemiyordu. Çünkü kendisi Poyraz gibi bir beğeniden değil dolu dolu bir aşktan bahsedecekti. Bunu henüz yapamayacağını düşünüp susuyordu. Masadaki sessizliği siparişleri getiren garson bozdu. Alize, beyaz şarabının tadına baktığında soğukluğu karşısında keyifle mırıldanmıştı.

Poyraz onu izliyor, her hareketi ile biraz daha bağlandığını hissediyordu. Âşık olduğundan emindi artık. Çünkü bunların tamamı kendisine çok yabancıydı. İlk kez böyle hissediyor ve kaybetmekten korkuyordu. İnsanların aklına gelen olumsuzlukları mutlaka yaşadıklarına inanırdı. O yüzden bir an beynine üşüşen olumsuzlukları bir kenara bıraktı ve Alize'nin de bir gün kendisine âşık olması için dua etti. Dualarının yıllar öncesinden kabul olduğunu bilmeden!

Havadan sudan, ekonomiden konuştular. Fonda çalan müziğin de rahatlatması ile konudan konuya atlayarak konuşuyorlardı. Bu arada Alize iştahla karidesleri somonları kalamarları yiyor, arada şarabından küçük bir yudum alıp neredeyse bir kedi keyfiyle mırıldanıyordu. Poyraz ise onun iştahla yemesini izliyordu. Alize, dayanamamış, kendisine yiyecek gibi bakan adama bir parça somon uzatmıştı. Poyraz hafif alaycı bir sesle,

"Emin misin paylaşmak istediğinden?"

"Fazla nazlanma anında geri çekerim elimi!"

Poyraz, elini çekmesinden korkmuş gibi hemen o eli kendi eline hapsetmişti. Tuttuğu eli yavaşça ağzına yaklaştırdı. Çatalın ucundaki somon parçasını ağzına attı. Alize'yi taklit ederek keyfini çıkartarak yavaş yavaş yedi. "Gerçekten çok güzelmiş. Bu şerefi neye borçluyum?"

"Kıymetini bil işte. Somonumu paylaştım seninle."

Poyraz, küçük parça somonun bu kadar büyük anlam taşıyacağını rüyasında görse üstünü örterdi. Şimdi ise o somonun aynı çataldan paylaşılmasında müthiş bir erotizm yaşıyordu. Paylaşılan somonun kendisini ne kadar tahrik ettiğini fark ettiğinde daha da şaşırdı. Seks hayatı fantezilere açık olsa da bu kadar insanın olduğu, bir kısmının kendisini tanıdığından emin olduğu bir lokantada bu kadar tahrik olmak mantıklı değildi. Ama tuttuğu elin de titrediğini ve tereddütle geri çekildiğini fark etti. Alize de kendisi kadar etkilenmiş miydi? Bakışlarını kaçırdığına göre, evet.

Bu kız kendisini deli ediyordu. Konuyu değiştirmezse o masanın üstü, hayallerin gerçeğe döndüğü yer olacak, her ikisi de yüzlerce yıl unutulmayacak bir skandalın tarafları olacaktı. En iyisi iş konuşmaktı. Poyraz,

"Krizi sen de bekliyor musun? Yoksa bu Amerika'nın bir oyunu mu?" diye sorunca, Alize de etkilendiği ortamın bu kadar soğuk bir konu ile bozulmasına sevinmişti. Çünkü o somonu yiyen ağız için aklından geçenler çok başkaydı. Kendine hayret ediyor ama aklını dağıtamıyordu bir türlü.

"Kriz gelecek. Oyun mu bilmem ama kökeni Amerika olacak. Belki biraz oyun da vardır içinde."

"Ekonomist hanım, bana ne önerirsin bu kriz öncesi?"

"Önce neler planladığınızı öğrenmem lazım, sayın genel müdür. Üstelik danışmanlık ücrete tâbi!"

Alize & PoyrazWhere stories live. Discover now