Alize & Poyraz Bölüm 45

9.1K 812 7
                                    

Alize duyduklarını algılamaya çalışıyordu. Başı çatlayacak kadar ağrıyordu. Bir şişe şampanya bu kadar ağrı yapar mı? Diye düşünürken subayın son cümlesini ancak algıladı. Yerinden kalkmaya çalışırken yeniden geriye oturdu. Başı da dönüyordu.

"Poyraz tekneden ayrılmadı ki. Ne demek ne zaman ayrıldı? Buralardadır." Ne saçmalıyordu bu adamlar? Alize anlamaya çalışıyor ama net düşünemiyordu.

Subay aynı sakin ama otoriter sesi ile devam etti.

"Alize Hanım, eşiniz Poyraz Bey teknede değil. Tüm alanı taradı askerlerim. Lütfen bize tam bilgi verin."

Daha sözünü bitirmeden Alize can havli ile kalktı yataktan. Başının dönmesi de ağrıması da önemini yitirmişti. Poyraz neredeydi. Dün gece geç saate kadar sevişmişler ve aşklarını söyleyerek uyumuşlardı. Gece nereye gidecekti ki? Yoksa? Yoksa aklına gelen mi? İyi ama neden? Kendisi değil miydi araştıran? İntihar ihtimali yok diyen? Şimdi neden aklına en kötüsü geliyordu?

Subay Alize'nin yüzünden neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Alize ise zorlukla ayakta duruyor söylenenlere inanmadan tüm kamaralara banyolara bakıyordu. En son makine dairesinin kapısını açmaya çalışınca İskender Yüzbaşı durdurdu kendisini.

"Alize hanım, lütfen bize dün geceyi anlatın. Neler oldu? Kocanız ne zaman tekneden ayrıldı? Siz nasıl olur da sarhoş bir kaptanla tek başınıza teknede kalırsınız? Hem de demir taradığı belli tekneyle?"

"Söylediklerinizin çoğunu duyuyorum ama neden anlayamıyorum? Lütfen en baştan anlatın. Bana da bir ağrı kesici vermesini söyler misiniz, kaptana?"

Daha yüzbaşı bir şey söylemeden askerlerden biri fırladı hemen ağrı kesici getirdi. Yüzbaşı da Alize'yi oturtmuş, en baştan yeniden anlatıyordu.

"Poyraz tekneden ayrılmadı. Akşam... Şey... Yani biz birlikte uyuduk."

Yüzbaşı kızarmasından neler yaşandığını anlasa da hiç bozuntuya vermeden aynı sert ifadesi ile dinlemeye devam etti.

"Sabah siz kapımızı çalana kadar da beraber uyuduğumuzu sanıyordum."

"Saat öğleden sonra on dört hanımefendi, sabah değil. Oldukça uzun süre uyumuşsunuz." Durumda tuhaflık olduğunu anlamıştı. Yanındakilere dönüp "Asker, hemen doktora haber ver gelsin. Kaptanın ve Alize Hanımın alkol durumunu kontrol etsin." dedi.

Alize şaşırmaya devam ediyordu. İçmeyen bir kaptanları vardı. Mucize gibi olsa da karaciğeri kötü olduğu için alkolü bıraktığını anlattığını anımsıyordu.

"Kaptan içmiyor ki! Ben de kocamla bir şişe şampanya paylaştım ama ilk kez bu kadar sarhoş oldum. Sızmış olmam lazım. Yoksa Poyraz'ın yanımdan kalktığını anlardım. Poyraz nerede? Neden teknede değil?" en önemli konu Poyraz'dı kimin ne içtiği değil.

"Bunları bizim sormamız gerekmez mi?" subayın sert sesi Alize'nin biraz daha açılmasına yaramıştı. Şimdi daha düzgün düşünebiliyordu.

Alize & PoyrazWhere stories live. Discover now