35

8.8K 716 45
                                    

35. Bölüm: Annelik

Kayra'nın bakış açısından:

Ağrılarla uyanmış ve sızlanmaya başlamıştım, başımda duran hemşireler serumuma yeni ilaçlar ekleyip bedenimin sakinleşmesini sağlamışlardı. Bir önceki doğumumda böyle ağrılar çekmediğim için afallamıştım. Bir an önce bebeğimi ve Berke'yi görmek istiyordum. Doktorumun söylediğine göre yaklaşık 3 gündür uzun bir uykudaydım. Güç toplamam için yemek ve vitamin vermişlerdi.

Ağrılarım hafiflediğinde Berke ve Barlas odaya girdi, Berke oğlumuzu yere bıraktığında Barlas minik adımlarıyla bana doğru geldi. Yorgun bir gülümseme verdim ona, Berke yatağa çıkmasına yardım etmiş, sonra da emekleyerek yanıma yatmıştı. Kolumu kaldırıp onu göğsüme çektim ve kokusunu içime çektim.

"Aynee."

Barlas üstümdeki pijamaları emerken Berke'ye kaydı bakışlarım. Yatağın diğer yanına oturmuş, elimi tutup dudaklarına götürmüştü. Gözlerindeki ışıltı beni büyülerken konuşmaya başladı.

"Güzelim, o kadar endişelendim ki." Baş parmağımla elini okşadım, elimi tekrar öptü.

"İyiyim aşkım." Dedim kısık sesle, Berke elimi bırakıp bana su koydu ve yavaşça içirdi. Dudağımın kenarını silerek geri çekildi. O bana bebek gibi bakarken, aklıma diğer bebeğim geldi. Neden hala gelmemişti? Yoksa ona bir şey mi olmuştu? Yine mi kaybetmiştim meleğimi? Aklıma dolan düşüncelerle gözlerim doldu ve yatakta doğrulmaya çalıştmı. Berke beni tekrar yatırmak istese de karşı çıktım.

"Kayra, ne oldu?"

"Bebeğim yok Berke." Dedim titreyen bir sesle, "Neden gelmedi? Bir şey mi oldu ona?"

"Güzelim sakin mi olsan?"

"Ya olamam! Bebeğimi istiyorum ben!"

Yüksek çıkan sesimle Barlas irkilmiş ve ikimize dönmüştü. Ses tonumu alçalttım ve tekrar ona döndüm. Benim aksime çok rahattı. Susmamı fırsat bilip konuşmaya devam etti.

"Çok güzel bir oğlumuz oldu Kayra, getirecekler birazdan."

"Yaşıyor mu yani?" Dedim göz yaşlarım akarken, anında silmişti onları.

O cevap vermeden oda kapısı açıldı ve kucağında küçük bir bebekle hemşire kadın geldi. Gözlerimden kalpler çıkarak baktım minik bebeğe.

"Annemizi ziyarete geldik." Dedi kadın gülümseyerek. Kollarımı uzattığımda yavaşça bebeği kollarıma bıraktı. Gözleri açılmıştı ve o küçük gözleriyle meraklı meraklı etrafa bakıyordu. Göz yaşlarım bu sefer mutluluktan düştü.

"Geçmiş olsun." Hemşire kadın çıktıktan sonra Berke beni ve minik oğlumuzu kolları arasına aldı. Barlas da merakla bakıyordu bu küçük kardeşine. Bana o kadar çok benziyordu ki, küçük bir hıçkırık koptu dudaklarımdan.

Hemşire burukça gülümsedi, elinde bembeyaz bir örtü ve onun içinde birşey tutuyordu. Bebeğim onun içinde miydi? Neden yüzünü örtme gereği duymuşlardı? Kocaman gülümseyerek kollarımı açtım. Bu hemşire doğumda başımda olan hemşire teyzeydi. Yavaşça kucağıma bıraktı örtüyü, çok hafifti.

Tereddüt ve heyecanla yüzünü açtım. Bembeyaz teni mosmor olmuştu, gerçekten minikti ve o minik karnı inip şişmiyordu. Korkuyla kadına baktım, o ise gözlerinden düşen birer damlayla karşılık verdi bana.

"Üzgünüm oğlum, ölü doğdu..."

Aklıma dolan hatıralarla başımı iki yana salladım. Hayır. Bu sefer değil.

Küçücük yüzü bile o kadar güzel görünüyordu ki hayran kalmıştık hepimiz ona. Barlas ellerini yanaklarına koymuş izliyordu kardeşini. Berke gülümseyerek ikimize bakıyor, ben ağlıyordum.

"Çok güzel değil mi? Sana benziyor."

Başımı Berke'nin omzuna yasladım ve hıçkırıklarıma bir son verdim. Ağlamayacaktım, güzel bir hayat bizi bekliyordu artık.

"Hayatım, artık bir isim vermeliyiz meleğimize."

Berke'ye hak verdim ve göz yaşlarımı sildim, bebeğimi öpüp kokusunu içime çektim. Şu koku, şu güzellik.. aşık olmuştum ben ona. Berke duymasındı.

"Atlas olsun." Dedim aniden. Güzel bebeğime kendisi kadar güzel bir isim vermiştim. Berke seçimime gülümsedi ve bebeğimize eğildi.

"Merhaba Atlas, ben dünya yakışıklısı baban."

Atlas'ı onun kucağına vermek istedim ama reddetti. "3 gündür benim kucağımda uyuyor zaten. Biraz vakit geçirin."

Yüzümdeki gülümseme büyüdü, Barlas biraz daha yaklaştı kardeşine, yanaklarını öptü. Atlas büyük gözleriyle abisine bakarken çok sessiz olduğunu fark etmiştim.

"Neden bu kadar sessiz?"

"Ben de senin kadar şaşkınım, hastaneyi ayağa kaldırdı minik yaramaz sen uyanmadan önce."

Bebeğimi tekrar öptüm, Barlas bu sefer bana yaklaştı. "Ayne."
Yanağına büyük bir öpücük verince kıkırdadı. Berke onu yanımdan aldı ve diğer yanağını da o öptü.

Atlas ağlamaya başlarken onu emzirmeyi unuttuğumu fark etmiş ve pijamamın düğmelerini açıp onu emzirmeye başlamıştım. Bu hissi yaşamayalı baya oluyordu.

"Uf, uf, yavaş olsana bebeğim?"

Berke güldü "Çok acıkmış baksana."

"Baba." Berke oğluna döndü, Barlas da acıkmış olmalıydı.

"Güzelim, ben Barlas'ı doyurayım geliyorum." Yanağımı okşamış, odadan çıkmıştı. Atlas'ı emzirmeye devam ettim. Canım yansa da umrumda değildi. Hayattaydı ya..




Kısa ve uzun süre aralıklı bölümler yazıyorum çünkü sınav senesindeyim 🥲 0 uyku yazıyorum bölümü umarım hata yoktur.

Süt Anne [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin