25

16.1K 1.1K 220
                                    

25. Bölüm: hata mı ettim?

Yoğun bir ağrıdan uyandım. Kasıklarımın ağrıdığını anlamam pek uzun sürmemişti.
Ağrıdan gözlerim dolmaya başlarken yastığıma sinmek istedim.

Ama bir sorun vardı, bu yastık nefes alıyordu!

Başımı biraz olsun kaldırmayı başarıp göğsünde yattığım adamın yüzüne baktım.
Tanrılar aşkına...

Başım dönmeye başlarken gece yaşananlar bir bir aklıma düşmeye başladı.
Utançla ağlarken hareketlenmeye başladı.
Böyle bir hatayı yapmamalıydım.

"Ah, sikeyim başım." Sesini duyduğumda daha çok ağlamaya başladım. Sessiz kaldı ve hiçbir şey söylemedi. Yeni yeni farkına varıyor olmalıydı.

"Siktir ordan!" Doğrulmaya çalıştığında kısık sesle inledim. Hızlı davranmaktan vazgeçip beni yavaşça yastığa bıraktı.
Başını elleri arasına alıp saçlarını çekiştirerek kendine gelmeye çalıştı. Bense kasıklarımın ağrısından iki büklüm olmuştum.

Ayağa kalktığında tamamen çıplak olmasını önemsiyor gibi görünmüyordu. Üstüne lacivert tişörtünü ve siyah şortunu giydi. Tüm bunları o kadar hızlı yapmıştı ki şaşırmıştım.

Göz ucuyla bana baktı sonra tamamen dönmeye karar verdi. Yatağa oturup yüzüme baktı.

"Ağrın mı var?" Başımı salladım.

"Melisa!" Bağırıp beni yataktan kaldırdı, ne yapacağını beklerken beni kucağına aldı.
Acıyla inlerken saçlarımı okşadı.
Melisa geldiğinde önce bana, sonra Berke'ye baktı.
Tepki vermeden gülümsemesiyle Berke'ye ne istediğini sordu.

"Ağrı kesici krem ve hap getir." Melisa giderken bana dönmüştü. Omzuna yatmıştım.

"Dayan biraz olur mu?" Ani yumuşamasını anlamıyordum. Ona 'kolaysa sen dayan' demek istiyordum ama halim yoktu.

Melisa biraz sonra elinde tepsiyle odaya girdi. Masaya tepsiyi bırakıp çekildi, Berke masaya uzanıp eline ağrı kesici hapları aldı. Birini açıp su bardağını aldı. Dudaklarıma hapı dayadığında araladım, suyu da tuttuğunda hemen ardından içtim.

Kremi eline aldığında iyice omzuna sindim.
Belimden tutan eli belimi usulca okşarken rahatlamış hissettim.

"Krem sürmeliyiz Kayra.."

"Ben hallederim."

"Haline bak, yapmama izin ver." Güven verici şekilde bana bakıyordu ama o kadar utanıyordum ki hemen kabul edemedim.
Sustuğumda utandığımı anlamış ve gülümsemişti.

"Utanıyorsan, bakmayacağım."

Acıyla inlediğimde başımı salladım. Bir yandan dün içime boşalmış olma ihtimalini düşünüyordum.

Dün giydirdiğini düşündüğüm şortumu sıyırdı, kremi tek parmağına sürüp deliğime dokunduğunda inlememi tutamadım. Anlımdan öptüğünde duraksamıştım.

Elini çekip şortumu giydirdi. Derin bir nefes alıp yere bakmaya başladı.

"Kayra dün yaşananları biliyorsun.."

"Kötü bir hataydı, özür dilerim kendime engel olamadım." Söze girdiğimde kaşlarını çattı.

"Böyle mi düşünüyorsun gerçekten?" Gözlerinde hayal kırıklığı gördüğümde afalladım.

Yutkundum. "Ne diyebilirim ki?"

"Ah... Tabi. Başka ne türlü düşünebilirsin ki?" Daha çok kendi kendine söyleniyor gibiydi.
Onu çözemiyordum.

"Kahvaltıya gidelim..." Beni kucağına alıp önce lavaboya girdi. Elini ve yüzümü yıkayıp kuruladı. Kollarımı boynuna sarıp sıkıca ona tutundum.
Sanki yüküm yokmuş gibi beni kolayca kaldırıyordu.

Alt kata indiğimizde hizmetliler bize bakıyordu.
Hera'nın gözündeki onaylamaz ifadeyi gördüğümde Berke'nin boynuna gömüldüm.

O kadın beni korkutuyordu.

Berke oturduğunda bende oturmuş bulundum.
Beni hala kucağından indirmemişti indirmesini beklerken hala indirmeyince başımı gömdüğüm yerden çıkardım.

Yemeğini yemeye başlamıştı bile, benim çatalımı alıp pankeklerden birini bana uzattığında bön bön ona baktım.

"Aç değil misin?" Dudaklarım şaşkınlıkla açıldığı için pankeki ağzıma tıktı. Mızlana mızlana yerken gülmüştü.

O görmüyordu ama arkada şok içinde birbirine bakan korumaları ben görebiliyordum. Onu ilk defa gülerken görmüş olamazlardı, değil mi?

Bana bebeğiymişim gibi yemek yedirmiş ve ilgilenmişti.
Odama çekilmek için zor izin almıştım, göğsümde Barlas yatıyordu. Bende tek elimle onu tutarken diğeriyle de telefonu tutuyordum.

"Of bilmiyorum ki Ege aşkım.."

"Etkilenmiş olmasın bu senden?"

"Öhöh-öhö- saçmalama Ege!"

"Nedenmiş? Sabah olanları bizzat sen yaşadın. Gayet normal meteor gibi olduğunu da hesaba katarsak."

"Of.. cidden mi? Olabilir mi ki?"

"Gayet de olur. Ayy düğünde ne giysem?"

"Egee!"

"Tamam üzümlü kekim tamam.. Ya hamile kalırsan?"

"Ne? Hayır ya."

"İçine şey yaptı mı nerden biliyorsun?"

"Hatırlamıyorum uf!"

"Ayy dayı olacağım! Ay- evet Kayra'yla konuşuyorum sevgilim."

"Ata'ya selam söyle..."

"Huh gitti, Berke'yle konuşmasını ister misin? Yakın arkadaşlar ya belki duygularını anlarız."

"Tamam da bana gelip ne konuştuklarını söylemez ki Ata."

"Sana söylemeyecek, bana söyleyecek bende sana söyleyeceğim."

"Söyler mi sana?"

"O benim kocam! Söylemek zorunda."

"Doğru... Ah! Barlas.."

"Bir şey söyleyeyim mi? Barlas böyle senin oğlun gibi oldu."

"Hmm evet öyle oldu."

"Ayas da o kadar sakin ki beni ürkütüyor."

"Ah, çok özledim onu da.."

"Buluşursak getireceğim. Ayrılmak istemiyor zaten hiç."

"Hmhm- Ege sonra yazarım kapatmalıyım."

Melisa odaya girdiğinde telefonu kapatıp ona döndüm.
Barlas üzerimde oyun oynuyordu.

"Kayra Bey~ olaylar sizde." Yatağa oturup bana baktı.

"Olay mı?"

"Berke Bey size çok iyi davranıyordu. O adam tam bir şeytan! Nasıl oldu bu?"

Kaşlarımı çattım. "Şeytan dediğin adam bizim patronumuz, cebindeki parayı veren kişi. Düzgün konuş Melisa."

Melisa bozulmuş gibi oldu ama tekrar gülümsemesi vakit almadı.

"Haklısınız.."

"Ve aramızda bir şey olmadı. Sorduğun için teşekkür ederim."

Melisa'nın hastalıklı şekilde gülümsediğini fark ettim ve doğruldum. Aldığım ağrı kesiciden dolayı ağrım yoktu.

"Olamaz zaten."

Gözüm kapıya kaydı.

Kilitliydi.

Evet iki bölüm mutlu oldular diye battı kaos çıkarayım dedim.

Bir haftadır bölüm atmıyorum rekor..

Yine kaybolmaya gidiyorum 👋🏻

Süt Anne [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin