27

14K 1.1K 177
                                    

27. Bölüm: Düzen

İki ay sonra:

Mert abinin sırtında uçarken adeta cıvıldıyor ve sıkı sıkı ona tutunuyordum. Dakikalardır bahçede beraber oyun oynuyorduk ve asla şikayette bulunmamıştı. Geri geldikleri için bir çeşit teşekkür etme şekli olduğunu düşünüyordum.

Kaya abi bahçe kapısının önünde gülümseyerek bizi izliyordu.
Mert abi bizi onun önüne götürmeye başlamıştı.
Çok eğlenmiş ama çok da yorulmuştum.

Kaya abinin önüne geldiğimizde durduk. Yavaşça sırtından indim. Kaya abi saçlarımı karıştırırken dudaklarımı büzüp mızmızlandım.

"Kaya, uğraşma çocukla." Mert abi gülerek söylendiğinde Kaya abi sırıtarak Mert abinin yanağını sıktı. O göz devirirken ben de kahkaha attım.

Onlar didişirken Hera kucağında Barlas'la bize doğru yaklaştı.
Barlas artık sütten kesilmişti ancak hala bakıcısı bendim.
Hala maaşım ve gördüğüm değer aynıydı. Üstelik patronuma hala ismiyle hitap ediyor, ilgisini hissediyordum.

Kafam karışıktı. Hangi bakıcı, patronunun kucağına çıkardı? Veya en önemlisi patronuyla işi pişirirdi! O gece aklıma geldikçe utanıyor ve Berke'den kaçıyordum.

Barlas'ı kucağıma alıp tombul yanaklarını öptüm. Artık 10 aylık büyük bir bebekti. 
Hera gülümsedi ve oyuncakları yere bıraktı. Melisa'nın ölümünden sonra ona güvenmeye başlamıştım. Başından beri beni korumaya çalışan kişi sandığımın aksine Hera'ydı.

Daha cinayet konusunu Berke'yle konuşamamıştım bile. Annesiyle görüşmüyordu uzun bir zamandır. Derin düşüncelere dalmışken Barlas'ın üstüme geçirdiğim sweatshirtü kemirmesiyle irkildim.
Sonbaharın ilk ayına girmiştik ve havalar değişmeye başlamıştı. Her gün soğuk değildi, bazı günler yaz aylarına taş çıkaracak kadar sıcaktı. Bugün soğuktu işte.

Barlas'ı havaya kaldırıp burnunu öptüm. Kıkırdarken gülüşünde istemsizce Berke'yi hayal etmiştim. Ben kucağına çıktığımda bana gösterdiği güzel gülümsemesi.. yanaklarım kızarırken Barlas'ı tekrar kucağıma almıştım.

"Kayra, ateşin mi var senin kıpkırmızı olmuşsun?" Kaya abi konuştuğunda başımı eğip iki yana salladım.

"Şey, ben biraz yoruldum da.. içeri geçeceğim abilerim." Barlas'ı sıkı sıkı tutarak içeri koştum. Arkamdan gülüş seslerini duyuyor ve homurdanıyordum.

Evde dolaşırken salonun boş olduğunu görüp oraya girdim. Barlas'ı halıya yavaşça bırakıp yanına çöktüm. Emeklemeye başlamıştı ve asla rahat durmuyordu. Gülümsedim ve karnını gıdıkladım. Gülüşü Berke'yi andırırken kendi kendime mırıldanıyordum.

"Baban seni kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyor ama pek başarılı değil sanırım." Dedikten sonra tekrar gıdıklamaya başladığımda ikimizin kıkırtıları odayı sarmıştı.

Bir süre sonra onu rahat bırakıp koltuğa oturdum. Koltukta emeklemeye çalışırken onu tutup kucağıma almıştım. Sırtını okşuyor ve ufak saçlarını öpüyordum.

"Ay-ne." minik mırıltısını duyduğum gibi donmuştum. Gözlerim büyürken başımı kaldırdığım gibi kapının önünde bana bakan Berke'yi görmüştüm.

"Aynee." Barlas yeni öğrendiği bu kelimeyi sürekli olarak tekrarlıyor ve gülücükler saçıyordu. Gözlerim anında dolmaya başlarken sıkıca ona sarıldım. Bulanıklaşan görüntüden gördüğüm kadarıyla Berke bize doğru geliyordu.

Yanımıza oturduğunda ağlamaya başlamıştım. Barlas ne olduğunu anlamamıştı bile. Yüzüme bakıyor ve çözmeye çalışıyordu.

Berke sırtımı okşadı ve Barlas'ı benden aldı. Onu ilk defa kucağına almış olma ihtimali var mıydı? Nasıl tutulacağını bilmediğini fark ettim. Barlas ona yardımcı olarak sıkıca tutunmuştu bile.

"Ayne.." bana bakarak sürekli olarak mırıldanıyordu. Berke sonunda onu kucağına almayı başarınca minik elini bana uzatmıştı. Titreyen elimle elini tutup öptüm.

Başımı ellerim arasına alıp ağlarken Berke saçımı okşardı bu sefer. Şaşırsam da bir şey demedim.

"Hera, Barlas'ı al!" Berke her zamanki sert tonu değil de, kucağındaki bebeği ürkütmek istemezmiş gibi yumuşak bir tonda konuşmuştu.
Sessizce hıçkırdım.

Hera gelip Barlas'ı alana kadar yüzüne bakmamıştım.
Yanlız kaldığımızda ellerimi yavaşça saçlarımdan ayırdı ve çenemden tutarak kendisine bakmamı sağladı.
Baş parmağıyla yanağımı okşadığında göz yaşlarım durulmuştu.

Elini çekip dizine vurdu. Gelmemi istiyordu ve ben reddecek güçte değildim.
Aklıma Güneş'im geliyordu, morarmış minik yüzünü hatırlamıştım o an. Ona değil, başka bir meleğe annelik yapmıştım.

Berke'nin kucağına oturup kollarımı boynuna doladım. Ellerini belime yerleştirip okşadı. Bana neden böyle davrandığını sorguluyordu bir tarafım.
Acılarımdan ona sığınıyor, güç alıyordum.

Tek elini cebine soktu ve bir mendil çıkardı. Yavaşça göz yaşlarımı sildi bunu yaparken o kadar nazikti ki şaşırmıştım.

"Şu dudaklarını büzme." Dedi fısıltı tonunda. O diyene kadar dudaklarımı büzdüğümü bile fark etmemiştim.

"Neden ki?" Dedim hala büzmeye devam ederken. Yüzüme yaklaşıyordu.

"Çok öpülesi duruyorlar." Dudaklarıma bakarken konuşunca sertçe yutkundum. Kızararak başımı boynuna gömmüştüm. Kıkırtısını duyarken çok daha fazla utanmıştım. Neden bu kadar açık olmak zorundaydı?

"Kaç bakalım minik bebek.." mırıldansa da duymuştum işte. Az önce çok üzgün olsam da o beni toparlıyordu. Bana garip bir şekilde iyi geliyordu, aklımı çeliyordu.

"Kayra.." dedi sesi derinleşirken. Başımı kaldırıp ona baktım.

"Ben sana aşık oluyorum ve bu hiç iyi değil." Gözlerim tekrar irileşti. Bu itirafı bekliyordum, tamam ama böyle değildi. Gözlerinin dolduğunu görmemle daha da afalladım.

"Benim de korkularım var Kayra ve ben şuan çok korkuyorum."

Onu rahatlatmak için elimi yanağına çıkarıp okşadım. Neyden korktuğunu pek anlamamıştım.

"Korktuğun şey ne?"

Yutkundu ve gözlerini kaçırdı. Anlamaya başlamıştım işte.

"Onun gibi olmamdan korkuyorsun.." onay ister gibi yüzüne baktım. Başını yavaşça salladı ve başımı omzuna yasladı. Saçlarını okşayan bu sefer bendim.

"Kaybetmekten korkuyorsun. Barlas'a uzak olmanın sebebi de buydu değil mi?"

"Hmhm."

Saçını öptüm. Kim bir mafya liderinin bir bebek gibi mızlandığına inanırdı ki?

Aklıma annesi ve Melisa'nın planlı cinayeti gelince ben de istemsiz korkmuştum. Bir kez cesaret eden tekrar edebilirdi. Ona anlatmam gerekti.

Çünkü ben de onu istiyordum..







Wattpad'e pek vakit ayıramıyorum üzgünüm..

200K wuhuuu💃💕

Süt Anne [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin