2

31.3K 1.5K 273
                                    

2. Bölüm: Neden ağlıyor bu bebek?

Öyle bir yorgunluğum, acım vardı ki saatlerce uyumuştum. Beni uyandıran ağlama sesi olmasaydı hala da uyuyor olacaktım.

Yarın sabah taburcu olacaktım ve evime girebileceğim bile belli değildi. Artık hamile değildim. Üstelik bebek sahibi de değildim. Bana acıyacak hali yoktu. Ev sahibine kızamıyordum çünkü adam haklıydı, ancak elimden gelen bir şey olmamıştı.

Artan ağlama sesleriyle ayaklandım, biraz ağrım olsa bile yürüyebildim. Odadan çıktığım gibi koridordaki korkunç soğuk bacaklarıma vurdu. Hırkama sıkı sıkı sarıldım. Az ileride bir oraya bir buraya koşuşturan Hatice Teyze'yi gördüm neden bu kadar telaşlıydı ki?

"Hatice Teyze!" Ona seslenmemle bana döndü, yüzündeki telaş tebessüme dönüştü. İkimizde birbirimizin olduğu yöne ilerledik, yaklaştığında durdum.  Sargılı elimle hırkamı tutmaya çalışırken diğer elimle gözlerimi ovuşturdum.

"Bu ses nerden geliyor?" Dedim uykudan yeni uyanmış olmamın verdiği tonla.

"Ah yavrum sorma." Dedi Hatice Teyze tekrar telaşa bürünürken.

"Ama sordum bile." Dedim ısrarla, ağlama sesleri bir yetişkinin sesine benzemiyordu. Bu tiz ses tonu olsa olsa bir bebeğe aitti ve bebek çığlıkları kalbimdeki ateşi harmanlıyordu.

"Numara 201'de annesiz bir bebek var, acıkmış yazık ağlayıp duruyor. Hastane bir hafta içinde kapanacağı için çok hasta yok. Getirdiklerimizi de beğenmiyor sıpa.." ağlama sesi tekrar yükseldi. Sanki kalbimdeki Güneş -kızım yaşasaydı bu ismi alacaktı- bana birden ona yardım etmelisin anneciğim. Demişti. Benim alamadığım hakkı ona ver.

Bebeği ben emzirebilir miydim? Kalbim buna dayanır mıydı?

"Hatice teyze, bebeği ben emzirebilir miyim?" Bir anda önemli olanın bebeğin doyması olduğuna karar verdim. Minicik bebek açlıkla baş edemezdi ki.

Hatice teyze gülümsemeye başladı. "Neden emziremeyesin evladım? Gel benimle." Aslında o da kararıma şaşırmıştı. Belli etmedi ve kolumdan yönlendirerek beni sürüklemeye başladı. Olabildiğince hızlı olmaya çalıştım, bir yandan eğer bir tanrı varsa, bebeğe yetecek kadar sütüm olması için yardım diliyordum. Bebeğimi emziremediğim için bilmiyordum. Ayrıca kadınların bile sütü az gelebiliyordu. 

Odaya girdiğimizde bebeğin siyah takım elbiseli, siyah saçlı, siyah gözlü bir adamın kucağında olduğunu gördüm. İçimi karartmıştı bu adam.

Hatice teyze bebeği adamdan alırken adam hoş olmayan bakışlarla beni süzüyordu. Herhalde bebeğini böyle çelimsiz birinin, başta bir erkeğin!  Emzirebileceğini düşünmemiştir. Bende düşünmüyordum. Sadece bir an ağzımdan çıkmıştı.

"Kayra geç oğlum şuraya." Hatice Teyzenin gösterdiği koltuğa oturdum. Adam gözlerini bir an bile kırpmadan bana bakıyordu, bebeği kucağıma aldım. Çok güzeldi... Benim bebeğim gibi.

Gözlerim dolmaya başlarken Hatice teyze bebeğin emebilmesi için göğsümü açtı. Hemen sonra göz yaşlarımı sildi, bebeğini yeni kaybetmiş birini süt anne yapmak uygun muydu?

Bebek zaten kucağıma geldiği an susmuştu. Ne garip ki kimsenin sütünü beğenmeyen bebek harıl harıl beni emmeye başladı. Canım acımıştı çünkü ilk defa birini emziriyordum! Ufaklık da hiç yardımcı olmuyordu sağolsun. Bu kadar sütüm olmasına şaşırmıştım.

Kaşlarımı çatmış ve dudaklarımı büzmüştüm, Hatice teyze bu halime güldü. "Alışırsın yakında merak etme." Neden alışacakmışım diye soramadım.  Adam ters ters bize bakıyordu, bence o da şaşırmıştı ama belli etmiyordu. Ruhsuz adam.

Süt Anne [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin