"Benim güzel İnci'm." diyerek İnci'yi kollarıyla sardı. Yavuz'un ona sarılmasıyla duygu boşalması yaşayan İnci, içli içli hıçkırdı. O hıçkırıkla yüreği parçalanan Yavuz, kendisini kontrol edememiş olmanın derin pişmanlığıyla kızın alnına ufacık bir buse kondurdu. "Seni incittiğim için özür dilerim."

Yavuz'a daha sıkı sarılarak kafasını iki yana salladı İnci.

Ağlamaklı sesiyle "Beni incitmedin ki." dedi hemen.

Aynı saniyelerde komik bir filmi izliyormuş gibi yerde kahkaha atarak gülmeye devam eden Atilla'nın çirkin sesine tahammül edemeyen İnci, yüzünü geri çekip Yavuz'la ellerini birleştirdi.

"Gidelim ne olur." dedi gözlerinden süzülen yaşlarla yalvarır gibi.

İnci'nin gözlerinden akan her damla boğazına keskin düğümler olarak ilişen Yavuz, anlayışla kafasını salladı. Sonra da yeniden zıvanadan çıkmamak adına gözlerini gülmeye devam eden Atilla'ya değdirmeden İnci'yle el ele arabasına doğru yürümeye başladı.

"Yavuz, ben İnci'yi beş yılda ehlileştiremedim!" diye dalga geçer gibi bağırdı Atilla arkalarından. "İnci ait olmayı da sevmeyi de bilmez. Sen onun hayatında figüran olursun yalnızca. Sakın ona bel bağlama, seni de yarı yolda bırakması çok olası."

Duygularını bir türlü sindiremediği için ağlamaya devam etse de öfke dolu bakışlarını hızla Atilla'ya çevirdi İnci.

"Aşağılık sen önce kendini ehlileştir! Bak bir tur da ben girişeceğim şimdi sana!"

"Beş yılı iki günlük bir adam için nasıl sildin İnci?" dedi Atilla kafasını iki yana sallayarak. "Biz seninle nasıl güzel zaman geçiriyorduk, çok mutluyduk. Ya annem yüzünden neler yaşadığımı, travmalarımı biliyordun. Beni anlamak yerine hemen kestirip attın!"

Çatılı kaşları hayretle havaya dikilen İnci, kızgın bakışlarına rağmen eğreti bir kahkaha attı.

"Travmaları olan, anlaşılmayı hak eden bir sensin çünkü değil mi?" diye bağırdığında sol elini kaldırıp ıslak kirpiklerini kırpmadan kendisini işaret etti. "Benim geçmişim güllük gülistanlık mıydı, benim de travmalarım var! Hem de en alâsından! Ama kimseyi kandırmıyorum, kimseye kendimi olmadığım biriymişim gibi göstermiyorum! Git tedavi ol, ben senin travma geçmişini üstlenmek zorunda değilim."

İnci'nin travmaları olduğunu söylemesine içi burkulan Yavuz, kızın elleri arasındaki elini parmaklarıyla okşar gibi sevdi.

"Yavuz'un travmalarını mı üstleneceksin yani?" diye dalga geçer gibi güldü. "Ciddi ciddi beş yıllık bana iki günlük adamı tercih ediyorsun ha?"

Dişlerini dudaklarına sertçe saplayan Yavuz "Hadi İnci!" diyerek adımlarını hızlandırdı.

Yavuz'un adımlarına eşlik etse de gözleri ona bakan Atilla'da olan İnci, "Yavuz'la geçirdiğim 5 saniye seninle geçirdiğim 5 yıldan çok daha kıymetli." dedi tükürür gibi. "Bir daha sakın karşıma çıkma!"

Kahkaha attı Atilla.

"İrlanda'ya gidiyorum yarın." dedi ve aşağı bükülen dudaklarıyla omuz silkti. "Ama bu beni tekrar görmeyeceğin anlamına gelmiyor."

O esnada sınırdaki sabrı yeniden taşma raddesine gelen Yavuz, Atilla'ya dönmeye meyledecekken onun daha fazla gerilmesini istemeyen İnci, elinden sımsıkı tutarak engelledi onu. Sonra da arabaya binerek uzaklaştılar oradan.

*

Yavuz'un evine gelene kadar hissettikleri bireysel duyguları düzenlemeye çalıştıklarından yolda neredeyse hiç konuşmamışlardı. Eve geldiklerinde de İnci şöminenin önünde uyuklayan Brütüs'ü sevmek için köpeğin yanına oturarak bağdaş kurmuş, Yavuz ise içecek bir şeyler getirmek için mutfağa geçmişti.

Güneşi YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin