7.Bölüm

1.7K 56 11
                                    

Sanki büyülü bir denizde boğuluyordum. Deniz tehlikeliydi. O tehlikeli denizden kurtulmak istiyordum fakat denizin büyüğünden de çıkmak istemiyordum.

Rüzgar, karşılık verdiğim için beni daha da hızlı öpmeye başladı. Bende onun ritmine uymaya başladım.

Sonra benden ayrıldı ve her zaman yaptığı şeyi yaptı. Üzerime para fırlatmıştı. Ben ona ağzım açık bir şekilde bakarken, daha ne olduğunu anlayamamışken Rüzgar kahkaha atarak beni koridorda bırakıp bahçeye çıktı.

Beni kullanmıştı!

Rüzgar'dan nefret ediyordum. Dolunay'ın sözüne uymadığım için kendimden de nefret ediyordum.

Koridorda bağırarak Rüzgar'ın bana fırlattığı paraları yırtmaya başladım. Çok bağırmış olacağım ki herkes sınıfından çıkıp koridora toplandılar ve bana acıyan gözlerle bakmaya başladılar. Kendimi yırtarcasına "Ne bakıyorsunuz?" diye bağırdım onlara. Bu sinirli halimi görünce herkes koridordan gitti.

Yırttığım paraların hepsini bir hışımla toplayıp bahçeye çıkıp etrafta Rüzgar'ı aradım. Bahçenin ortasında arkadaşlarına gülerek bir şeyler anlatıyordu. Doruk'ta oradaydı. Fakat Doruk gülmüyor, Rüzgar'a sinirle bakıyordu.

Hızlıca yanlarına ulaşıp Rüzgar'ın karşısına geçip bana fırlattığı paraları ben de onun suratına fırlattım. Rüzgar şaşkın bir şekilde bir bana bir de paralara bakarken konuşmaya başladım;

"Beni, öpüştükten sonra suratına para fırlattığın, sana zevk veren sürtüklerinden mi sandın!? diye bağırdım. Bütün bahçe şaşırmış bir şekilde bizi izliyordu. Rüzgar sakince "Evet," dedi. Ben dolu gözlerle Rüzgar'a bakarken Doruk birden araya girip Rüzgar'a sert bir yumruk geçirdi. Rüzgar biraz sendeledi fakat dengesini sağladığında Doruk'a kafa attı. Doruk yere yığılınca Rüzgar Doruk'un üstüne çıkıp sağlam bir yumruk geçirdi. Doruk'un dudağı patlamıştı. O sırada Dolunay "Doruk," diye bağırarak Doruk'un yanına çöktü. Arkadaşları Rüzgar'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ben ne olduğunu anlamadan birisi kolumu tutup beni kızlar tuvaletine çekiştirdi. Beni tutan kişi kızlar tuvaletine girip kapıyı kilitlendiğinde bu kişinin Ada olduğunu gördüm. Yanında iki kız daha vardı. Bu kızları daha önce Rüzgar'la öpüşürken görmüştüm.

Ada kapıyı kilitlerken iki kızda kollarımdan tutmaya başladılar. Ada yanıma ulaşıp saçımı eline dolayıp aşağı doğru çekti ve konuşmaya başladı;

"Sen Rüzgar'la mı öpüştün?" diye bağırdı cırtlak sesiyle. "Beni, kendin gibi önüne gelen herkesle öpüşen sürtüklerden mi sandın?" diye bağırdım ben de. Onu sinirlendirmiş olmalıyım ki saçlarımı daha çok çekerek "Sen bana sürtük mü dedin?" diye kaşlarını kaldırarak şaşırmış bir şekilde sordu. "Değil misin?" dedim gülerek. Sonra kafamı fayansa döndürüp "Senin bana yaptığını şimdi sana yapayım mı zavallı sürtük," dediği sırada kapı yumruklanmaya başladı. Kapının ardından Rüzgar'ın "Kapıyı aç Ada," diye kükremesi duyuldu. Ada alayla bana dönüp "Sence Rüzgar seni elimden kurtarabilecek mi," deyip bağırdığında ardından kahkaha atmaya başladı. Ada'ya uyup yanımdaki kızlarda kahkaha atmaya başladı. Sonra Ada hızlı bir şekilde kafamı fayansa vurdurttuğunda bir çığlık kopardığım an Rüzgar'da "Derin" diye bağırarak kapıyı kırdı.

Rüzgar Ada'nın üzerine yürüyerek "Ona ne yaptın?" diye bağırdı. Ben arkasında kaldığım için beni görmemişti. O sırada gözlerim kararmaya ve başım zonklamaya başladı. Kafamı tutarak yere yığıldığım sırada Doruk'un "Derin uyan," diye fısıldadığını ve beni kucağına aldığını fark ettim.

~

Kafamda müthiş bir ağrıyla uyandığımda üzerimde dizimin iki karış üstünde bir tişört vardı. Kafama bir ağrı girince elimi kafama götürdüm ve kafadamdaki batikonlu sargı bezini hissettim. Etrafıma bakındığımda kanlı tişörtümü gördüm.

TURUNCU KAFA Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα