45. Bölüm (İnanamıyorum!)

9.7K 392 196
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

3 hafta sonra...

Hızla ayağa kalkıp lavaboya doğru koşmaya başladım. Elimle ağzımı sıkıca kapattığımda yine o iğrenç tat ağzıma yerleşmişti. Lavaboya girer girmez hemen kusmaya başladım. İçimdeki her şeyi boşalttıktan sonra saçlarımı ellerimle arkada topladım. Nefes alış verişim yavaşlarken aynadan kendime baktım.

Tenim fazlasıyla saralmıştı. Gözlerim her an bayılacak gibi bakıyordu. Hızla başımı iki yana sallayıp elimi yüzümü yıkadım. Son kez aynada kendime bakıp kapıya doğru adımladım. Kapıyı açıp başımı kaldırdığım an gördüğüm kişiyle şoka uğradım. İstemsizce dilimden "Amir?" kelimesi firar etmişti.

Amir endişeyle bana yaklaşıp elini yanağıma koyarak avucunu yanağıma yasladı. Onun hareketlerini dikkatle izlerken "İyi misin? Bedenin buz gibi olmuş." dedi. Elini yanağımdan çekip elimi kavradı.

"Hadi hastaneye gidelim. Çok kötü görünüyorsun." dediğinde kendimi geri çekip itiraz ettim.

"İyiyim. Hastaneye gitmeye gerek yok. Sabah kahvaltı etmediğim için midem bulandı sadece." dediğimde Amir kaşlarını havaya kaldırıp "Canın yemek yemek istemiyor mu?" diye sordu.

"Yok canım, niye istemesin?! Acil işim var diye erken gelmek zorunda kaldım." dedim yalan söyleyerek. Şuan onunla hastaneye gidip her şeyi riske atamazdım. Eğer düşündüğüm şey olursa, ne yapacağımı bilmiyordum.

Hızla konuyu değiştirip "Senin burada ne işin var? Lavaboda olduğumu nereden bildin?" diye şüpheyle sordum. Tabi ona bunu çok yansıtmadım.

"Seni görmek için gelmiştim. Malûm bu üç haftada -elini yanağıma koyarak- bu güzel yüzünü göremedim. Asistanın koşarak lavaboya gittiğini söylediğinde endişelendim." diye açıklama yaptığında başımı salladım.

Bu üç hafta içersinde Amir'in önemli dosyalarını nerede sakladığını araştırıyorduk. Tüm teşkilat işi gücü bırakmış Amir'in anormal şifrelerini çözmeye çalışıyordu. Her evinde garip şifreler vardı. Saatlerce araştırmama rağmen hiçbir şey bulamıyordum. Benimle ilgili değildi, kendisiyle ilgili değildi. O sayılar ne ile alakalıydı bulmak imkansızdı. Rast gele sayılar olamazdı ya.

Üç hafta boyunca onunla çok iletişim kurmamıştım. Telefonunu araştırdığımız zaman biraz konuşuyorduk. Daha doğrusu o saçma sapan şeyler hakkında konuşuyor, ben dinliyordum. Bu saçma sapan şeyleri de müdürüm duymasa güzel olacaktı ama elden başka bir şey gelmiyordu.

Biraz geri çekilip Amir'den uzaklaştım. Amir gözlerimin içine bakarken "Bu gün mesaiye kalacağım." dedim. Buraya gelmesinden benimle vakit geçirmek istediğini anlamıştım.

Amir'in yüzü asılırken nefes alıp "Tamam." dedi. O an içimden 'Ne zamana kadar rol yapacaksın?' diye düşündüm. Sinirlenmemek için o kadar uğraş veriyordu ki, karşımda eskisi gibi canavara dönüşmemek için. Oysa canavar asla kuzu olmazdı. Ama...

İkimiz de güzel oyunculuk yapıyorduk.
İkimiz de güzel yalan olmuştuk.

Amir yanağımı öpüp geri çekilerek "Bu gün de böyle olsun bakalım. Ama akşam kesinlikle beraberiz." dediğinde zorla tebessüm edip başımı salladım. Saçlarıma da buse kondurduğunda, kendimi sıkmaktan kemiklerim ağrımıştı.

ECELLE NİŞANLIWhere stories live. Discover now