21. Bölüm (Kararlarıma karışmak)

25.9K 725 157
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

Yazar'dan...

Arya gözlerini yavaş yavaş açmaya çalıştığında beyaz tavanla karşılaştı. Bilinçsiz şekilde tavanı izledikten sonra taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.

İntihar etmişti değil mi? Burası da neresiydi? Ölmüş müydü? Başını sağa sola çevirip etrafına baktı.

Hastane miydi burası? Ölmeyi bile becerememiş miydi? Cennet miydi burası? Cehenneme benzemiyordu çünkü. Yani.. Cehennem böyle bir yer olarak anlatılmamıştı. Yoksa Allah yer yüzünde Amiri karşıma çıkarınca cenneti mi ona layık görmüştü?

Arya lüks hastane odasında gözlerini biraz daha gezdirirken kapının açılma sesi sessiz odada yüksek sesle yankılandı. Arya gelenin kim olduğuna bakmak için başını çevirdiğinde mavi giyimli bir hemşire içeri girdi. Hemşire Arya'nın uyandığını görünce derin bir nefes aldı. Yüzüne bir gülümseme koyup Arya'ya yaklaştı. Bu kadın ölse başlarına gelecek şeyi düşünmek bile istemiyordu. Ama Amir yaşında bir insanın da bu küçük kızla ne işi olduğunu da anlamamıştı. Sadece bu kızın güzel olduğunu kimse inkar edemezdi.

Hemşire yatağa yaklaşıp "Günaydın. Geçmiş olsun." dediğinde Arya cevap vermedi. Zaten ölmediğini de anlamıştı. Ölmek için attığı adımda yine yaşıyordu. Bu nasıl şanssızlıktı böyle? Amir ne ölmesine izin veriyordu, ne de yaşamasına. Bu adamın kendisiyle bir zoru vardı.

Hemşire Arya'yı kontrol ettikten sonra "Ben Amir beye haber vereyim ve doktoru çağırayım." diyerek odadan çıktı. Amir'in gelecek olması korkusuyla bedeni gerilirken kapı açıldı. İçeri beyaz önlüklü, siyah saçlı, yeşil gözlü bir adam girince doktor olduğunu düşündü. Yüzüne çapkın bir gülümseme konduran Atakan karşısında duran kadının gözlerine hayranlıkla baktı. Gerçekten güzel bir kadındı. Ama evliydi. Atakan şansına küsüp kapıyı kapatıp yatağa doğru yaklaşırken Arya doktorun gözlerinin içine bakıyordu. Ona 'ölmedin ama az ömrün kaldı' demesini bekledi.

"Geçmiş olsun küçük hanım. Nasıl hiss ediyorsunuz?" diye sordu elindeki kağıtları incelerken. O sırada odanın kapısı yeniden açıldı. Arya korkuyla kapıya bakarken içeri giren adamın gözleriyle endişeli elaların buluşması uzun sürmemişti.

Amir yatakta gözleri açık karısını gördüğünde yatağa büyük adımlarla yaklaştı. Arya ise intihar ettiği için ona ne yapacaklarını düşünüyordu. Ölmeyi becerip bu caniden kurtulamamıştı.

Amir yatağa yaklaşınca eğilip karısının elini tutarak alnına uzun ve anlamlı öpücük bıraktı. Geri çekildi ama yüzünü fazla uzaklaştırmadı. Aryanın elalarına bakarken kendi elalarının renk değiştirip karşısındaki kadını ne kadar korkuttuğundan bihaberdi.

"Sevgilim iyi misin?" diye sorduğunda Arya başını iki yana sallayıp pencereye doğru çevirdi. Amir Arya'nın bu hareketine öfkeyle bakarken doktor öksürüp Amir'in dikkatini dağıttı. Amir öfkeli gözlerini Atakan'a çevirdiğinde Atakan onun bakışlarını umursamayıp Arya'ya bakarak konuştu.

"Arya hanım şuan için iyi görünüyorsunuz. Sadece bir süre sizi burda misafir etmek zorundayız. Bu sırada psikolojik yardım almak ister misiniz?" diye sorduğunda Arya evet demek istese de Amir "Gerek yok doktor. İşin yoksa çık." dediğinde Arya kuruyan dudaklarını ıslatıp yeniden dışarıyı izlemeye başladı. İzlenecek bir şey de yoktu aslında. Dünya kendi etrafında durmadan dönüyordu. Ne zaman aynı kalıyordu, ne de manzara..

Doktor Aryanın bu psikopat adam yüzünden intihar ettiğini düşünüyordu. Yanılmıyorduda. Ama bunu kanıtlayacak elinde bir şey yoktu. Aryaya bakarken "Arya hanıma sordum." diye Amir'in cevabını kabul etmediğini söyledi.

ECELLE NİŞANLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin