11. Bölüm (Ani geliş)

34.1K 824 308
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

Elimden tutup sürüklerken kapıda bana masumca bakan iki adet Mert ve Batuhan gördüm. Yalan söylüyorum... Koca cüsseleri ile hiç masum görünmüyorlardı.

Amir çantayı ellerine verdikten sonra bana dönüp "Kütüphaneye mi gitmek istiyorsun?" diye sorduğunda kafamı hayır anlamında sağa sola salladım.

"Erkeklerle konuşmamı istemiyorsun. Ben de o yüzden yalan söyledim. Kardeşimin başına bir şey gelmesini istemiyorum!" dediğimde elalarının renginin koyulaştığını gördüm. Yutkunduğumda aniden bana sarılmasıyla gözlerim kocaman açıldı.

Kulağımda nefesini hissettiğimde tüylerim diken diken oldu.

"Kıpırdama!" diye emir verdiğinde dediğini yapıp hareket etmedim.  Nefes alış verişinden sakinleşmeye çalıştığını anlamıştım, ama onu sinir edecek bir şey de söylememiştim. Zaten Ekin'e Amir gelecek diye salladığımda onu burada görmek yeteri kadar şaşırtmıştı.

Adam sürpriz yumurta gibiydi.

Etrafa baktığımda birkaç kişinin fotoğrafımızı çektiğini gördüm. Alt dudağımı ısırıp başımı Amir'in göğsüne sakladım.

İki dakika gibi bir süre geçtikten sonra ceketini elimle aşağı yukarı çekiştirip "Gidelim mi? Koridorun ortasında duruyoruz." dedim.

Amir benden ayrıldığında saçlarıma uzun bir buse kondurup "Aç mısın?  Bir yerlere gidip bir şeyler yiyebiliriz." dediğinde derin bir nefes alıp kafamı salladım.

Elimi tutarak üniversiteden çıktığımızda bütün gözler bizim üzerimizdeydi.

Amir kapımı açıp yukarıya kafamı vurmayayım diye elini koydu. Oturduğumda ceketini düzeltip yan tarafıma geçti. Arabanın köşesine sığınıp berbat ötesi hayatımı düşündüm. Hâlâ polisin bana olan tavrını unutamıyordum. Uzun bir süre de aklımdan silemeyecektim.

Araba durduğunda şoför arabadan inip kapımı açmıştı. İndiğimde Amir yanıma gelip ellerimizi birleştirdi. Elimi çekmek istediğimde bana öyle bir bakış attı ki, tüylerim ürperdi. Restorana yürürken arkasından onu takip etmeye başladım.

İçeri girer girmez buranın büyüklüğüyle ve inanılmaz görüntüsüyle büyülenmiştim.

Kahve tonları ve beyaz renkle tasarlanmış mobilyalar, her tarafı camla kaplı olan bu yeri doğayla uyumlu kılıyordu.

Masalardan birine geçip oturduğumuzda Amir hemen garson çağırıp, fikrimi almdan siparişleri verdi. Diktatör herifin tekiydi.

Kısa bir süre sonra garson yemeklerimizi getirmişti.

Çatalımı elime alıp balıktan küçük bir parça kesip ağzıma attım. Tadıyla büyülenerek gözlerim kapandığında Amir "Beğendin mi?" diye sordu.

Gözlerimi açıp başımı sallayarak yemeğe devam ettim. Amir gülümseyerek "Burayı seveceğini biliyordum." dediğinde onu umursamayarak yemeğimi yemeğe devam ettim. Şuan ne kadar yanımda olsa da huzurumu bozmasını istemiyordum.

Garson boş tabakları topladığında diğer garson dondurma getiriyordu. Bakışlarım Amir'i bulduğunda gülümseyerek bana baktığını gördüm. İçimi öfke, nefret, tiksinti hisleri kaplarken gözlerimi garsona diktim. Dondurmayı önüme koyduğunda kaşıklamaya başladım.

ECELLE NİŞANLIWhere stories live. Discover now