3. Bölüm (Belki ölüm...)

49.8K 1.3K 830
                                    

Gece insanın tüm üzüntüsünü ortaya çıkarırken uyku her şeyi unutturur. Tıpkı bir insan gibi. Üzüntüyü verdiği gibi mutluluğu da veren insan gibi.

Okuduğunuz saati buraya bırakın:):

Keyifli okumalar...

°°°

Telefonuma gelen aramayla uykunun kollarından sıyrılmıştım. Uyanmaya çalışarak gözlerimi ovuşturdum. Ekranda gördüğüm dört harf işkence gibi hissettirmişti.

Bir erkek düşünün, kendini bu dünyanın en mükemmel erkeği sanan, en iyisinin kendisi olduğunu düşünen, ama bir çöp olmaya bile layık olmayan biri.

Sizin aklınıza direk çöpün kendisi geldi ya, o kişiye ben baba diyorum. Rıza Deniz...

Nefretim çok büyük ona. O kadar büyük ki, şeytanlar melek olsa, melekler tüm cehennemi ele geçirse işte o zaman içimdeki nefret belki biraz soğurdu. Bu kadar imkansızdı işte.

Baba olarak bile kaydetmemiştim onu, daha doğrusu kaydedememiştim. Çünkü o kutsal ismi hiç hak etmeyen bir insandı.

Telefonu istemeyerek de olsa açıp kulağıma dayadım. Açmazsam buraya geleceğini çok iyi biliyordum. Kötü bir şekilde deneyimlemiştim. Aramayı cevaplayıp bıkkın bir şekilde konuşmasını beklerken aniden onun mülayim konuşmasını duyunca ortam hint dizisine döndü. Yüzümde bir flaş patladığına yemin edebilirdim.

"Günaydın, kızım. Sabah-sabah seni rahatsız ettim." dediğinde telefonu kulağımdan çekip doğru kişiyle mi konuşuyorum diye baktım. İsmi Rıza, ses aynı ses. Ölümüş müydüm acaba? Rüya mıydı? Kendime bir çimdik attım. Acıyordu. Yaşıyordum, rüya değildi. O zaman o ölmüştü.

"Arya, telefonda mısın?" demesiyle içimde verdiğim ölü, diri tartışmasından çıkıp gerçek hayata döndüm.

"Evet." dedim uykunun da verdiği cılız sesimle. Konuşmasına izin vermeyip "Ne için aramıştın? Para istiyorsan param yok. Çalıştığım yer kapandı." dedim.

"Yok, kızım, artık göndermene de gerek yok. Ben kendime bir iş buldum, çalışıyorum." dediğinde inanmayarak "Sen?" diye sordum.

"Evet, kızım. Ben. Nasılsın? İyi misin?" Kafasına taş mı düştü diye düşünürken onun meteor olma olasılığı daha çok kafama yattı.

Derin bir nefes alıp "İyiyim." dedim. Büyük ihtimal içmiş, zırvalıyordu. Ama sesi hiç içmiş gibi de gelmiyordu. Çok kafama takmayıp "Benim dersim var, kapatıyorum." deyip bir şey söylemesini beklemeden aramayı sonlandırdım.

Telefona az önce ben ne yaşadım bakışları atınca dersimin başlamasına iki saat kaldığını gördüm. Kızların dersine hâlâ vardı.

Kafamı yastığa koyup onun bugünkü değişimini düşündüm. Hiç normal değildi. Bir de çalışması. Düşündüklerime gülüp uyumaya çalıştım.

Allah kahretsin ki, tüm uykum kaçmıştı.

Yatakta oturur pozisyonuna gelip ne yapacağımı düşündüm. Kütüphaneye gidip iki gün sonraki proje ödevim için çalışabilirdim. Evet, mantıklıydı.

Hemen yataktan inip banyoya girdim. Duş aldıktan sonra dişlerimi fırçalayıp sade bir makyaj yaptım. Dolabımın önüne geçip kıyafetlerime baktım. Hafif göğüs dekolteli mavi bluzumu alıp üzerime geçirdim. Altına da kot şort giydim.

ECELLE NİŞANLIWhere stories live. Discover now