26. Bölüm (Mezar)

22.1K 652 641
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

"Seni göremeyince gittin zannettim. Şirkette işinin olduğunu söylemişti Baran." dediğimde "Hiç bir işim senden daha önemli değil, Arya'm." dedi.

Korkuyla etrafa bakıp "Bana bir daha böyle seslenme, Kaya. Eğer Amir duyarsa böyle bir şeyi seni sağ bırakmaz. Sakın bir daha, sakın." dedim hafif kızgınlıkla.

Kaya zorlukla gülümseyip "Elimi bir kez tutsan kurtarırım o caniden. Ama bana hiç umut vermiyorsun ki. Senin için bir şey yapmama bile izin vermiyorsun. Bazen beni düşünüyorsun, bana karşı bir şeyler hissediyorsun diyorum ama bir şeyler oluyor yine soğuk davranıyorsun bana. Biliyorum, sen evli ola bilirsin, ama zorla evlisin Arya. Bunu neden unutuyorsun?" dedi sert bir tavırla.

Anlamıyorsun beni Kaya... En büyük sorun burda Amir. Her gün ondan nefret ettiğimi söylerken, sana karşı bir şeyler hissettiğimi bilse öldürür. Hiç acımaz. Ben ailene nasıl yaşatırım bu acıyı. Kendi mutluluğum için Allah'ın canına kıyılmasına nasıl bilerek göz yumarım? Risk almayacak korkak biriyim ben...

Gülümsemeye çalışıp "Dersten çıkmamın üstünden uzun zaman geçti, Kaya. Amir bunu fark etmeden eve dönmeliyim, biliyorsun." dedim şekilden şekile girerken. Onun kahvelerine bakmamak için büyük çaba sarf ediyor, bakışlarımı yüzünden başka her yerde gezdiriyordum.

Kaya nefesini verip "Keseceğim o pisliğin nefesini, sabret!" diyerek bir şeyler mırıldanıp "Tamam, Arya, buna da tamam." diyerek arabaya doğru yürümeye başladı. Onu takip ederken arkasında kaldığımı fark etmiş olacak ki, adımlarını yavaşlattı. Hemen ona yetisince hata yapmış çocuklar gibi başımı eğip yürümeye devam ettim. Arabanın kapısını açınca binmek için haraketlendiğimde Kaya elini kapının üstüne koyup binmemi engelledi. Kolumdan tutup kendine çektiğinde göğsüm göğsüne çarpmıştı. Elleri belimi bulunca sıkıca sarılıp kulağıma "Tek kelimene bakar, Arya, tek. Götür beni burdan de, hemen uzaklaştırırım seni burdan. Hemen.." dedi fısıldayarak. Sona doğru sesi daha da kısılmıştı.

Onun sarılmasına ne kadar çok ihtiyaç duysam da, bu isteğimi bastırıp vücudumu zorla geri çektim. Gözlerine bakmadan arabaya geçip oturdum.

Onunla gidemezdim. Amir benim düşündüğümden daha zeki bir adamdı ve çok tehlikeli biriydi. Kayayı bulur, öldürürdü. Büyük ihtimal beni de öldürürdü.

Kaya kapıyı açıp elindeki pastayı kucağıma bırakıp "Sen nasıl istersen öyle olsun, Arya." diyerek kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

O arabayı tüm ciddiyeti ile sürerken ben eve geç kaldığım için mazeret bulmaya çalışıyordum. Kesin yine çok kızacaktı. Aslında yanlız olsam gerçeği söylerdim ama Kaya yüzünden eve geç kaldığımı öğrenirse hiç iyi şeyler olmazdı.

Ben bu düşüncelerimin içinde boğulurken arabada telefonun çalma sesi duyuldu. Ben Kaya telefonunu açsın diye beklerken Kaya "Arya telefonun." dediğinde bir süre ona boş boş baktım. Sonra Amirin aldığı telefon aklıma gelince telefonu çantadan çıkardım. Arayanı görünce hiç şaşırmadım.

Açmak istemesem de mecburiyetten açıp kulağıma götürdüm. Amirin öfkeli sesini duyunca gözlerimi kapadım.

"15 dakika eve geç kaldın karıcım! Haklı bir sebebin olduğunu düşünüyorum!" dediğinde aklıma ilk gelen şeyi söyledim.

"Aslıyla bir az konuştum dersten sonra. O yüzden geç kaldım. Şuan geliyorum." dedim bıkkınlıkla.

Amir sakinleşmiş olacak ki, sakın ses tonunda "Tamam kızım. Telefonu hoparlöre ver." dediğinde neden bunu istediğini bilmesemde telefonu yavaşça kulağımdan çekip hoparlöre koydum.

ECELLE NİŞANLIМесто, где живут истории. Откройте их для себя