25. Bölüm(Aşk?)

21.5K 726 300
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

Amir salona geçip beni koltuğa yatırdı. Yanıma oturup elimi tuttuğunda anlamaz ifadeyle ona bakmaya başladım.

Delilik raporu alsın bari. Hiç olmazsa öldürdüğü adamlar ortaya çıkınca hapis yatmaz. Ahirette öder cezasını ancak..

Amirin ortaya attığı sözle içimi garip duygular esir almış ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Hamile ola bilir miydim? Evet! Ama bu ihtimal bile olmamalıydı. Gerçek olma ihtimali olan her şeyi kafamdan silip atmak istiyordum. Ben hamile olamazdım.

İçeri Cansu girdiğinde yüzüme bakıp hızla gözlerini kaçırdı. Nefesimi verdiğimde Amir Cansunun yavaş hareket etmesine kızmış "Çabuk ol!" diye emir verdi. Casu Amirin hafif bağırmasıyla irkilip hızla yanıma geldi. Bomboş ifadeyle etrafımda olanları izlerken Kaya dikkatle Amiri izliyordu. Aniden Kayanın dudakları yukarı kıvrılmıştı. Bakışları beni bulunca yüzündeki tebessümü silip ciddi ifadesini takındı. Onun bu halinden bir şey anlamazken Cansu yanıma gelmişti. Amir ayağa kalkınca Amir "Arya hamile ola bilir. Ne yapılacaksa yap!" dediğinde Cansu ilk önce şaşırmış daha sonra başını sallamıştı. Kolumdan kan alıp ayağa kalktığında Amir "Testler en çabuk ne zamana çıkar?" diye merakla sorduğunda elim karnımı bulmuştu. Hamile değildim bence. Anneler hisseder bebeklerini değil mi? Ben onu hissetmiyordum. Bu yüzden hamile olmam imkansızdı.

Cansu titrek bir nefes alıp "En kısa süre içinde çıkmasını sağlarım." dedi. Çünkü Amir Ateşin almak istediği cevap buydu.

Amir gülümseyip "Tamam gide bilirsin." dediğinde Cansu başını sallayıp salondan çıktı. Amir başını çevirince Kaya ve Baranı görünce "Siz hala burda mısınız? Gidin işinizin başına. Çabuk!" dedi yüz ifadesi değişerken. Kaya ve Baran gidince yanıma yaklaşıp elini karnıma koydu. Ona iğrenircesine bakıp "Çek o ellerini üstümden. Bana dokunmamanı söylemekten çok sıkıldım artık!" dedim dümdüz sesimle. Amir gözlerimin içine kırgınlıkla bakınca 'Keşke daha fazla kırılsan. Belki o zaman yok olursun.' diye geçirdim. Bu dünyada ölse bile üzülmeyeceğim tek adam Amir Ateşti.

Amir dudağıma öpücük kondurup ayağa kalktığında dolan gözlerimle dudağımı koluma sildim.

"Yeter artık! Ben bu lafları kime söylüyorum?! Dokunma bana, öpme, sevme demiyor muyum? Niye kulak ardı ediyorsun, tüm konuştuğum şeyleri?!" diye öfkeyle bağırdım.

Amir üstüme eğilip "Karıcım bu aralar dilin çok uzadı senin. Ve ben bunların hepsini unutmaya çalışıyorum. Kendine gel! Sen benim karımsın." diyerek elini yüzümde gezdirip yüzüme düşen saç tellerimi kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Ben karımı istediğim an öper, koklarım. Seni sevmeme sen bile mani olamazsın!" diye azrail gibi kulağıma fısıldadı. Kapadığım gözlerimden bir kaç damla yanağımdan boynuma süzüldüğünde Amir yaşlı yüzümü öpüp "Hadi odamıza çıkalım. Testin sonuçlarını senin de merakla beklediğini biliyorum ama beklememiz lazım." dedi kafasından şeyler uydurarak.

Bir anda ağzımdan "Tedavi olmalısın." diye sözler döküldüğünde Amir durup yüzümü inceledi, ardından "Benim tedavim sensin." dedi.

"Hayır, değilim! Bu düşünceden artık vazgeç. Peri masalı değil, deli adamı kadın adam etsin. Bir doktora git kendin adam olacaksın zaten. Bu zaman da beni bırakırsın." diye haykırmak istedim yüzüne, ama beni dinlemeyeceği için nefesimi bile boşuna yormak istemedim. Zaten şuan beynimi 'Hamile miyim?' sorusu esir almış düşünmemi bile zorluyordu.

ECELLE NİŞANLIWhere stories live. Discover now