12. Bölüm (Davet)

31K 811 386
                                    

Keyifli okumalar...

°°°

Arabaya bindiğimizde Batuhan şoför koltuğuna geçmiş, Mertte yan yolcu koltuğunda oturmuştu.

Başımı cama yaslayıp etrafı seyrederken aklıma Amirin bana verdiği telefon geldi. Arka cebimden çıkardıp incelemeye başladım. Telefon resmen pahalıyım ve kaliteliyim diye bağırıyordu.

İçinde eğlenceli bir şey bulamayınca cebime koyuyordum ki çaldı. Arayanın kim olduğuna baktığımda hiç şaşırmadım.

Telefonu sessize alıp cebime koyduğumda Mertin telefonu çaldı. Ceketinin cebinden çıkarıp kulağına götürdüğünde "Tamam, abi." diyerek telefonu bana uzattı.

Bir telefona, bir Merte garip bakışlar attım.

"Yenge, abim seninle konuşmak istiyor." dediğinde anlasamda anlamamazlıktan gelerek "Ben ne yapayım senin abini Mert. Kendin konuş." dedim.

Lütfen bir azcık daha sesini duymayayım. Zaten birazdan göreceğim onu.

Amirin sesini duyduğumda, pardon kükremesini duyduğumda yutkundum.

Mert gereksiz bir açıklama yaparak "Yenge, Amir abi. Benim abim değil. Zaten benim abim yok." dediğinde telefonu istemeyerek kulağıma götürdüm.

"O siktiğim telefonu neden acımıyorsun Arya! Ne için verdim ben o telefonu sana!" diye bağırdığında sesimi zorlukla çıkardım.

"Sessizdeymiş. Duymadım aradığını." dediğimde Amirin nefes alış verişini duydum.

"Deli mi edeceksin beni!? O telefon yeni! Ses ayarlarıyla kimse oynamadı!"

"Off, Amir. Duymadım işte. Ne için aradın söyle."

Yalandan kim ölmüş!?

"Sesini duymak istedim." dedi sakin bir tonda.

"Öyle mi, canım!?" dedim alaycı bir şekilde. Mert önümde garip garip el hareketleri yapıyordu. Anlamdan başımı sağa sola salladığımda, Mert alnına vurup önüne döndü.

"Sen bana canım mı dedin!?" Sorduğu soruyla yüzümü buruşturup "Hatırlamıyorum. Her neyse. Sesimi duydun kapat!" dedim.

"Tamam, ela gözlüm. Çabuk evimize gel, davete gideceğiz. Bir saate ben de evdeyim. Şirkette acil bir işim çıktı. Seni evimizde kuaför ve makyöz bekliyor. Hazırlanman için." dediğinde gözlerimi devirip "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Ne yaparsan yap! Ayrıca davete falan gitmek istemiyorum." dedim.

Diğer taraftan sesli bir soluk duyduğumda sinirlendiğini anlamıştım.

"Sen benim karımsın! Senden başka kime hesap vereceğim!? 'Ayrıca' o davet bizim için. Sana gelir misin diye sormadım, geleceksin dedim!"

"Ben senin karın falan olmak istemedim." dediğimde "Arya sinirlendirme beni! Uslu bir şekilde evimize gel!" diye tısladı.

Taş düşsün evimize. Hayır! Meteor düşsün! Altında da sen ezil.

Telefonu kapatacakken "Amir..." dedim zor çıkan sesimle.

"Söyle, kızım."

"Senin yanına gelmek istemiyorum. Sence de fazla olmadı mı!? Bırak artık beni." dedim onu ikna etmeye çalışarak. Bir günde kaçıncı konuşmamdı.

Amir söylediğim şeyleri es geçip "Görüşürüz, karıcım." diyerek telefonu kapadı.

Telefonun kapanmasıyla gözümden bir damla yaş düştü. Olmayan umutlarım da kayboldu.

ECELLE NİŞANLIWhere stories live. Discover now