Julietta

Yıldızların Altında

(Hikayeye yeni eklemeler yaptım bakalım fark edebilecek misiniz?)

Keyifli Okumalar.

Birlikte yan yana yürüdük. Verandaya çıktığımızda Ayda ve Cooper'ın bakışlarında açıkça belli olan bir memnuniyet vardı.

"Doğru karar." diyen Cooper omzuna hafif bir yumruk attı Kevın'ın.

"Olivia nerede?"

"Senin Juli'yi ikna çabalarını görünce oldukça bozuldu, sanırım odasına gitti. Umarım eşyalarını toplayıp gitmeyi düşünüyordur." Ayda bunu keyifle söylemişti.

"Bu yorumunu duymadığımı farz ediyorum." diye söylendi Kevın ve kızgın bakışlarını bana dikti.

"Bunun suçlusu sensin Julietta. Seninle sonra görüşeceğiz." Sert adımlarla yürümeye başladı, dayanamayıp arkasından seslendim.

"Az önce artık benimle uğraşmayacağını söylemiştin?" Arkasını dönmeden konuştu.

"O sen beni kışkırtmadan önceydi."

"Bilgin olsun diye söylüyorum, benimle uğraştığın an anında buradan çekip giderim." Pat diye durdu. Sanırım bunu beklemiyordu. Başını çevirip bana döndüğünde gözlerinde anlayamadığım ifadeler hüküm sürüyordu. Hiçbir şey söylemeden gözden kayboldu. Bu uyarımı kulağına küpe etmesini umuyordum.

Bay asabi diye iç geçirdiğim sırada Ayda bana neşeyle sarıldı.

"Ah Juli harikaydın canım. Onu nasıl da dize getirdin ama." Aslında amacım dize getirmek falan değildi ama yine de bir bakıma iyi olmuştu bu.

"Sadece misafirperverliğini gösterdi o kadar."

"Ah tabi... Önünde diz çökmesini isteseydin emin ol onu da yapardı. Bu adam sana sırılsıklam aşık."

"Bana nasıl davrandığını görmüyorsun galiba."

"Kızlar biricik ağabeyimi alaya almayı sonraya bıraksanız da bir an önce odalarımıza yerleşsek." İçeriye girdiğimiz de Eleanor hanım eşikte durmuş bizi bekliyordu.

"Hoş geldiniz Bay Cooper, Bayan Ayda, Bayan Julietta." Hepimizi başıyla selamladı.

"Hoş bulduk" diyerek karşılık verdik.

"Eleanor hanım sana kalacağın odayı göstersin. Bir saat sonra aşağı da buluşalım, size etrafı gezdirmek istiyorum, ne dersiniz?"

"Harika olur. Değil mi canım?" Sevgilisinin teklifini mantıklı bulmuştu.

Başımla onayladım Ayda'yı, aklım hala Kevın'da idi. Odasında bayan kalın dudak ile baş başaydı, onu sakinleştirmeye ve gönlünü yapmaya çalışıyor olmalıydı. O kadına dokunduğunu düşününce birden midem iki büklüm oldu. Umuyordum ki Kevın en kısa zaman da o kadının kendine layık biri olmadığını anlayabilsin. Oysaki Olivia'nın bir yılan olduğunu onun harici herkes görebiliyordu.

Eleanor Hanım ile üst kata çıktık. Bu defa ki odam koridorun en sonunda bulunuyordu. Arthur ile kaldığımız odayı vermedikleri için minnettardım doğrusu. Diğer odaya göre daha küçük olsa da rahat ve sevimli bir odaydı. Daha çok nostaljik bir havaya sahipti koyu mobilyalarıyla.

"Görüşmeyeli nasılsınız efendim?"

"Teşekkür ederim iyiyim. Sen nasılsın Eleanor Hanım?"

"Sağ olun bende oldukça iyiyim. Sizi burada tekrar gördüğüm için çok memnunum."

Ona gülümsedim. Her şeye rağmen burada olduğum için bende mutluydum. Ne olursa olsun Kevın ile aynı çatı altındaydım ve bu güzel duygu da bana yeterdi. İki günlük tatilim boyunca tek yapmam gereken şey böyle harika bir ortamda olmanın tadını çıkarmak olacaktı.