Olan Oldu

602 54 30
                                    

Keyifli Okumalar

Kısa bir an için göz göze geldik ve sonrasında hiç düşünmeden arkamı dönüp merdivenlere doğru yürümeye başladım. İçinde bulunduğum bu duygu karmaşasıyla onunla konuşmak istemiyordum. Söz konusu Arthur ve ısrarcılık olunca tabi ki peşimden geldi.

"Julietta dur lütfen."

"Konuşmak istemiyorum Arthur."

Elbette ki dinlemedi. Onun istekleri her daim daha önemliydi çünkü. Bir zamanlar bu adama nasıl katlandığımı merak ettim. En önemlisi onca şeyi bana nasıl yaptırdığını. Sanki tüm o şeyleri yapan ben değilmişim gibi hissediyordum şimdi onun yüzüne bakarken. O an içimde beni kontrol altına alan başka bir güç vardı ve benimle bir kukla gibi oyun oynamıştı. Omzumdan tuttuğunda düşüncelerimden sıyrılıp duvara yaslandım ve içime dolan büyük korkuyla bana zarar verememesi için ellerimle yüzümü kapadım. Bu hareketim üzerine;

"Hayır Julietta, Lütfen... lütfen benden korkma" dedi Arthur ondan beklemediğim bir hassasiyetle.

"Hayatta isteyeceğim en son şey benden korkman ve kaçman." Bana yaşattığı zorlu günleri düşünecek olursak bunda ne kadar samimi olduğu tartışılırdı. Ona inanmadığım için ellerimi yüzümden indirmedim. Kalbim deli gibi atıyordu.

"Biliyorum sana karşı pek anlayışlı olamadım. Affedilmeyecek şeyler yaptım ama bütün bunlar seni kaybetme korkum yüzündendi bebeğim. Bunun savunulacak bir yanı olmadığının farkındayım hatta düşündükçe utanıyorum yaptıklarımdan. Ama şunu bil ki çok zorlu günler yaşıyorum Julietta, beni affedeceğin günü sabırsızlıkla bekliyorum." Başımı kaldırıp hayretle baktım ona. Ne düşündüğümü anlamak istercesine yeşil gözlerini yüzümde gezdirdi. Buna karşılık gözlerimi kaçırdım. Tanrım nasıl olurda hala ona dönmemi bekleyebiliyordu bunu anlayamıyordum.

"Sen benim hayat ışığımsın Julietta, lütfen beni karanlığa mahkum etme."

O anda içime dolan suçluluk duygusuna engel olamadım. Bu duygu oldukça berbat hissettirmişti. Kimsenin kalbini kırmak istememiştim oysa ama tıpkı Kevın gibi Arthur'u da yaralamıştım. Hayatımı düzene sokmaya, kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışırken hata mı etmiştim yoksa. Benim tek istediğim mutlu olmaktı ve bunu da tek başıma başarmak istemiştim. Arthur ile yaşadıklarımdan sonra buna ihtiyacım vardı. Bunu kendime kanıtlamaya ihtiyacım vardı. Birden kendimi toparladım ve bana yüklediği bu berbat duyguyu geri postaladım. Üzerimde hakimiyet kurmak istiyordu ve bunu da kendini aklayıp beni suçlu çıkararak yapmaktı niyeti.

"Seninle evli kaldığım o iki yıllık zaman zarfında karanlığa mahkum olan bendim Arthur. Şu an özgürüm ve de mutluyum. Şunu anlamanı istiyorum ki, sana dönmek gibi bir düşüncem söz konusu bile olamaz."

"Böyle söyleme bebeğim. Sana bolluk ve bereketin içinde çok güzel şeylerde yaşattım bunu inkar edemezsin. "

"Bunun karşılığını sana verdim Arthur. Benden istediğin her şeyi yaptım. Yapmak istemediklerimi bile... Bundan sonra daha fazlasını asla alamazsın. Şimdi geriye dönüp baktığımda tek gördüğüm pişmanlıklar. Lütfen kabullen artık bunu ben seni istemiyorum." Kaşları çatılırken, öfkeden yüzü kıpkırmızı olmuştu. O sırada merdivenlerden çıkan birkaç gencin varlığı dikkatini dağıttı.

"Hoşça kal ve bir daha karşıma çıkma." Bunu fırsat bilip aceleyle Arthur'u arkamda bırakarak oradan uzaklaştım.

Eve geldiğimde elimde bordo renkli ipler ve ona uygun şişler vardı. Bonie teyzeyi görmek örgü aşkımı alevlendirdiği için kendimi örgü dükkanında bulmam kaçınılmaz olmuştu. Örgünün kafamı ne kadar dağıttığını ve rahatlattığını düşünürsek buna oldukça ihtiyacım vardı.

JuliettaWhere stories live. Discover now