Bayan Brown

694 58 47
                                    

Keyifli Okumalar

Eve girince kendimi banyoya attım. Gözyaşlarımı dindiremiyordum. Arthur'un bana yapmaya çalıştıkları mı yoksa Kevın'ın başka bir kadına gidişine mi üzüleyim bilmiyordum. İkisi de çok ağırdı. Ah Kevın. Bana hem ümit veriyor hem de kendinden uzaklaştırıyordu. Kalbimi kırıyor sonra ustaca onarıyor ve yine hiç acımadan tekrar kırıyordu.

Ayaklarımda derman kalmayınca yere oturdum ve sessizce akıtmaya devam ettim gözyaşlarımı. Tıpkı çocukluğumda olduğu gibiydi her şey. Annem beni hep banyoya kapatırdı, orada sessizce ağlar ve içimden çığlıklar atardım. Hiçbir şey değişmemiş gibiydi... Tanrım öyle yaralıyım ki...

Bitkin düşünceye kadar ağladım. En sonunda yapabileceğim başka bir şey olmadığı için kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp odama geçtim. Yatmadan önce anneme baktım derin bir uyku halindeydi. Kendimi yatağıma attığımda artık ağlayacak gücüm kalmamıştı, gözlerim istemsizce kapandı ve sabaha kadar kabuslarla boğuşup durdum. Kevın bana doğru geliyordu, elini uzatıyor ve sıkıca tutuyordu sanki hiç bırakmayacakmış gibi... Tamam diyordum artık o kötü günleri geride bıraktık ama öyle bitmiyordu işte. Bir anda beni kendinden uzaklaştırıyor ve ne olduğunu anlayamadan kendimi onun gidişini izlerken buluyordum.

*

Ertesi gün zorlukla uyandım ve hiçbir şey olmamış gibi iş yerime gittim. Artık bir karar almıştım, maske takmaktan yorulmuştum ve bundan sonra gerçek Julietta olarak yaşayacaktım.

Vücudumdaki morluklar görünmüyordu. Yüzümdekini makyajla kapatabilmiştim ama yüreğimden aldığım büyük darbeyi onarmak oldukça güç olacaktı. Kevın'nın Olivia'ya gidişi beni derinden sarsmıştı. Ona olan bu bağlılığını anlayamıyordum. Aklıma gelen tek şey her ikimize birden aşık olduğuydu. İkimizi birden istiyordu.

Ofis hiç bu kadar sessiz olmamıştı. Herkeste büyük bir duygu yükü varmışçasına kendi iç dünyasına çekilmişti. Bir ara Cooper ile konuşma fırsatı bulduğum için sevindim.

"Ayda'yı aradım ama telefonuma yanıt vermedi. Her şey yolunda mı acaba?" O neşeli adam bile durgundu. Tıpkı benim gibi morali sıfırdı.

"Aslına bakarsan pek yolunda olduğunu söyleyemeyeceğim."

"Hadi ama Cooper bunu bu kadar büyütmene gerek var mı?"

"Abimle arama giren her şeyi büyütmeye hakkım var Juli. Ayda bu defa sınırı aştı." Bir an için şaka yaptığını düşündüm çünkü onların arasındaki aşka yakından şahit olmuştum.

"Kötü bir niyetinin olmadığını biliyorsun. Bence ona haksızlık ediyorsun." Bu konuyu konuşmaktan rahatsız olduğunu dile getirircesine koltuğundan kalkıp pencerenin yanına gitti.

"Söyleyeceğin başka bir şey var mı?" Çaresizce çırpındım.

"Cooper lütfen böyle yapma kendimi kötü hissediyorum. Bizim yüzümüzden aranızın bozulmasını istemiyorum." Ciddi bir ifadeyle bana döndüğünde işlerin sandığımdan da karmaşık olduğunu fark ettim.

"Belki de böyle olması iyi oldu Juli. Çok hızlı yol aldık. Ara vermeye ihtiyacımız var."

Odadan çıktığım da masama doğru yürüdüğüm o zaman zarfı boyunca bu konuyla alakalı neler yapabileceğimi düşündüm. Çıkışta Ayda'ya gidebilir ve ona destek olabilirdim. Tanrım kendini oldukça kötü hissediyor olmalıydı. Ya da bir şekilde Cooper'ı ikna etmeliydim, aralarındaki o güçlü bağı hatırlatmalıydım ona. Kahretsin ikisi de çözüm değildi. Ben onları barıştırmak istiyordum. Bunun çözümü de Kevın'ın kapısından geçiyordu. İkisini yalnızca o barıştırabilirdi.

JuliettaWhere stories live. Discover now