Kıskançlık

664 53 18
                                    

Dün gelen güzel yorumların hatırına uzun bir bölüm hazırladım.

Keyifli Okumalar

Yüzünü bana yaklaştırdığını gördüğümde dudağımın kıvrılmasına engel olamadım. Nasılda özlemiştim onun tutkusunu. Tam dudaklarımız birleşecekken aracın arakasında sıra olan arabalardan yükselen korna sesleri onu durdurdu.

"Kahretsin." Gözlerini kapatıp alnını alnıma dayadı. Benden uzaklaşmadan önce dudaklarını yanağımda hissettim. Sıcacık ve şefkat doluydu. Konuşmadan önce boğazını temizledi. Kendini toparlamak için zaman kazanmaya çalıyor gibi bir hali vardı.

"Güzel. Anlaştığımıza göre lütfen hemen bin arabaya, seni evine bırakacağım."

Arabanın kapısını açtığında hiçbir şey söylemeden binip oturdum. Yol boyunca bir daha konuşmadım tek yaptığım koyu renkli camdan bakıp derin düşünceler içinde boğulmaktı. Söyleyecek bir şeyim yoktu. O da konuşmadığı için sessizlik hüküm sürdü. Ona bu kadar yakın olmak içimde uyuyan duyguları uyandırmış ve beni etkisi altına alarak yerle bir etmişti. Bir ara ona baktığım da hangi Kevın olarak yanımda oturduğunu merak ettim. Duygusuz ve ruhsuz olan mıydı yoksa merhametli ve sevgi dolu olan mı? Birden yüreğimin ümitle dolduğunu hissedince kendimi azarlayarak bu duyguyu söküp atmaya çalıştım. Şu an en son ihtiyacım olan şeydi boş ümitler...

Evin önüne geldiğimizi görünce yitiklik duygusuyla baktım Kevın'a oysaki onunla sonsuzluğa uzanan bir yolda yolculuk yapmak ne güzel olurdu.

Sadece o ve ben...

"Bıraktığın için teşekkür ederim." O zamana kadar bana hiç bakmayan Kevın nihayet başını çevirdi ve birçok duygunun harmanlandığı bakışlarını yüzümde gezdirdi. Dudaklarında muzip bir gülücük belirdi.

"Bazen canavar patronların iyilik yapacağı tutar." Ona buruk bir gülümseme gönderdim.

"Sanırım o canavarın iyi bir kalbi varmış."

"Bunda şüphen olmasın. Aslında daha başka iyi organları da var." Bay ukala geri gelmişti demek.

"Ah buna eminim." Memnun bir ifadeyle sırıtırken gözlerim pantolonunun önüne kaymamak için direniyordu. Onun evinde yaşadığımız o muhteşem anıları nasıl unutabilirdim ki.

"Seninle yeterince yakınlaştığımız anlar oldu. Unutmam mümkün değil." diye ekledim fısıltıyla. Derin bir nefes tazeledi.

"Ah çiftlikte neredeyse samanların üzerinde sevişmemize ramak kalmıştı. Ama onun öncesinde evinde yaşadıklarımız fazlasıyla özeldi." Durdum ve yaramazca gülümsedim. Tek kaşını yukarı kaldırarak sordu.

"Bana bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun yoksa?"

"Sevgilisi olan bir adama mı?" Başımı iki yana salladım ve dudak büktüm. Gözleri dudaklarıma kenetlendi.

"Hiç sanmıyorum." Bozulmuştu. Bu oyunu sabaha kadar oynayabilirdim ama o beni arabadan kovmadan önce kendim inmeliydim.

"İyi geceler Kevın" Uzanıp yanağından öpmek istedim ama buna cesaret edemedim ama o benden cesur davranarak uzandı ve yanağımdan öptü. Oldukça yavaş ve uzun bir öpücük olmuştu. Hatta uzaklaşmadan önce kokumu içine çekti ve fısıldadı.

"İyi geceler Meleğim."

Sanki tırnağım etimden sökülüyormuş gibi acı veriyordu bana bu durum. Gitmek istemiyordum. Sonsuza kadar yanında olmak istediğim kişiydi o. Bunu gözlerime yansıtmadığımı umdum arabadan inerken. Ardımdan kapıyı kapadım ve son kez Kevın'a baktım. Gözlerini bir an olsun benden ayırmamıştı. Bir şeyler söyleyecekmiş gibi duraksadı ya da ben bir şeyler söylemesini umuyordum. Direksiyonu sıkarken derin bir nefes aldı. Arkamı döndüğümde titrek adımlarla eve girdim. Kevın ben eve girinceye kadar gitmeyip beklemişti. Bu hareketinin çok tatlı olduğunu düşündüm. Pencere kenarına gittiğimde tülü kenara çekip baktığımda arabasının hala dışarıda olduğunu gördüm.

JuliettaWhere stories live. Discover now