Bölüm 14, Kısım 1

982 119 300
                                    

  Ne kadar da küstah...

  Gencin bu kadar geç bir saatte, tüm sosyal nezaket kurallarını göz ardı etmiş bir şekilde odasına dalmasına gülse mi - yoksa hakarete uğramış gibi mi hissetse bilemiyordu. İnsanları bunun daha azı için öldürdüğü zamanlar olmuştu.

  Evans, en az kendisi kadar ilginç olduğu ve görevler daha başlamadan şampiyonlardan birinin ortadan kaybolması gibi bir durum şüpheli bulunacağı için şanslıydı.

  Genel nezaket eksikliği bir yana, gencin neden burada olduğunu kapıyı açtığı anda anlamıştı. Diğerinin araştırmasını doğru tarafa yöndirmesinin üzerinden birkaç gün geçmişti. O zamandan beri de doğru düzgün konuşma fırsatı bulamamışlardı.

  Evans’ın burada, tam önünde olması tek bir anlama geliyor olabilirdi. Ancak yine de sormuştu. Çünkü bir yanı hala bu saygısızlık karşısında hafife alınmış gibi hissediyordu.

  Şampiyonun dudaklarından dökülen ‘mantikor’ kelimesini duymak, plansız bir şekilde rahatsız edilmenin getirdiği izleri silmişti. Onun yerine, kendini belli eden derin bir tatmin duygusu göğsünde kendine yer edinmeye başlamıştı.  

  Voldemort tek kelime etmeden ofisinin kapısını kapattı.

  “Tebrikler, Bay Evans. Geçenlerde, mütevazi kütüphanemize bir baskın düzenlediğine dair bir duyum almıştım. Umarım kitaplar araştırmalarından sağ çıkabilmiştir.”

  Gencin böyle bir şey yapacağını yapacağını düşünmüyordu. Evans’la tanışalı daha birkaç hafta olmasına rağmen, onun bilgi ve öğrenmeye karşı büyük bir saygı beslediğini biliyordu. Dokunduğu her kitaba gereken hürmeti göstereceğinden emindi. Normalde bunu sormaya zahmet dahi etmezdi, ama gencin şu anki görünüşü anlık bir şüpheye düşmesine sebep olmuştu.

  Evans’ı bu kadar dağınık bir vaziyette görmek onun için şok edici olmuştu. Onun görmeye alıştığı öğrenci kusursuz derecede bakımlıydı. Duruşu dik, saçları düzgün, üniforması ütülü ve derli topluydu.

  Ancak, şu an önünde duran versiyonunun önceki haliyle alakası dahi yoktu.

  Koyu renkli saçları korkunç derecede dağılmıştı ve tutamlardan birkaçı alnına doğru dökülüyordu. Parlak gözlerinin altında koyu renkli halkalar oluşmaya başlamıştı. Üstündeki beyaz gömlek tamamen kırışmış ve üstten iki düğmesi açılmıştı. Ayrıca kravatının yerinde yeller esiyordu. Ceketinin yakalarından biri de havaya kalkmıştı. Bitkinliği duruşuna bile yansıyordu.

  Tam anlamıyla dağılmış gözüküyordu.

  Her halükarda Evans’ı bu halde görmenin büyüleyici bir tarafı olduğu kesindi.

  Bunlara ek olarak öğrencide farklı bir şeyler daha vardı. Genci çevreleyen havada hissedilmesi zor, ama yine de orada olan küçük bir değişim...

  Evans elini ona doğru salladı. Bu hareketinde her zamanki zerafetinden eser yoktu. “Her şeyi ilk aldığım haliyle iade edeceğim. Antik görünümlü kütüphaneciye bu yönde güvence verdim.”

  Voldemort, her ne kadar doğru olsa da Madam Pince’in üstünkörü – ve kaba – bir şekilde yapılmış bu tasvirini duyduğunda gözlerini kırpıştırdı.

  “Bunun hiçbir önemi yok. İlk görevde bir mantikorla karşılaşacağım.”

  “Biraz önce de aynı şeyi söylemiştin.”

  Kısılmış yeşil gözler, kitaplığından uzaklaşarak üzerine sabitlendi. “Bir mantikorla.” Son kelimeyi Voldemort’u eğlendiren bir şekilde vurguladı. “Büyücülük dünyasında var olan en tehlikeli yaratıklardan birinden - bilinen tüm tılsımlara karşı bağışıklığa ve dahilik düzeyinde bir zeka seviyesine sahip olan mantikorlardan bahsediyorum. İğnesi vücuduma girdiği anda öleceğim türden.”

Gölgeleri Tüketmek - Harry Potter/Tom RiddleWhere stories live. Discover now