Bölüm 1, Kısım 1

4.2K 172 448
                                    

  Teselliyi her zaman kütüphanede bulmuştu – rahatlatıcı sessizlik, asırlık parşömenlerin kokusu ve parmak uçlarındaki saf bilginin o sarhoş edici farkındalığı... Annesi her zaman öğrenmeye karşı olan açlığını teşvik edecek hareketlerde bulunmuştu. Önüne ciltler dolusu kitaplar ve parşömenler koyarak, bilgileri tüketişini üzgün ama gururlu gözlerle izlemişti.

  Kendisiyle aynı yılda olan arkadaşları bu hevesini - kitap raflarının arasında gezinmeyi, okulun göz alıcı bahçeleri ve kristal heykellerinin olduğu yerlerde dolaşmaya nasıl tercih ettiğini bir türlü anlamıyorlardı. Kendini neden bu kadar gereksiz bilgi içeren solmuş ve parçalanmış metinlerin içine gömdüğünü anlamıyorlardı.

  Diğerlerinin cehaletlerine her tanık olduğunda, dudaklarında alaycı bir gülümseme belirirdi.

  Kıyıda köşede kalmış bir bilgi kırıntısının bir gün onun hayatını, pusuya yatmış bir gölgeden kurtarabileceği gerçeğini anlayamazlardı. Ama o, çalışmalarının önemini çok iyi biliyordu. Altı yaşından beri, kendisinden ne beklendiğini açık bir şekilde biliyordu.

  Hadrian hafifçe iç geçirdikten sonra cilalı masanın yanında duran sandalyeye oturdu ve çantasından kitabını çıkardı. En Karanlık Büyüler  pek de ilgi çekici bir kitap sayılmazdı, ama Hadrian içindeki her bilginin çok değerli olduğunu biliyordu. Annesi kitabı yeniden okumasını ve kitabın ayrıntılı olarak ele aldığı bazı büyüleri içeren - bizzat kendisinin hazırladığı – küçük bir listeyi uygulamalı olarak çalışmasını istemişti. Bu listedeki büyülerden bazıları Aydınlık olmakla beraber, büyük bir kısmı Karanlık olarak değerlendirilen büyülerdendi. Bu yıl annesi, Karanlık Sanatlar üzerindeki deneyimini genişletmesi üzerinde ısrarcı davranıyordu. İkisi de düşmanlarıyla karşılaşabilmek için, Hadrian’ın bu alandaki metodlar üzerinde derinden bilgi sahibi olması gerektiğine inanıyorlardı.

  Hadrian’ın Karanlık Sanatlar konusunda doğuştan yetenekli olduğundan ya da bu karmaşık dalı kullanmanın getirdiği negatif etkileri nadiren hissettiği konusunda – tabi ki - hiç konuşmamışlardı. Aydınlık alanda çalışan bir cadı olarak, oğlunun Karanlık büyülere olan yatkınlığından hoşlanmasa da hayatta kalabilmesi için elindeki bütün imkanları kullanması gerektiğini biliyordu. Ve oğlunun hayatına, bu alanda ilerlemesine engel olmayı denemeyecek kadar çok değer veriyordu.

  Hadrian, nadiren sergilediği kararlı bir tavırla bilincinin kitabın içerisine gömülmesine izin verdi. Dikkatini her zaman çevresinde olan şeylerin üzerinde tutması ve kendinin evde bile tam anlamıyla gevşemesine izin vermemesi gerektiği öğretilmişti. Ama arada bir gardını, devamlı bir paranoya hissiyle vücudunda biriken gerginliğin birazını serbest bırakabilecek kadar indirdiği olurdu. Beauxbatons, İngiltere’deki çoğu siyasi çekişmenin uzağındaydı ve sınıf arkadaşlarından hiçbirisi onun gerçekte kim olduğunu bilmiyordu.

  Arkadaşlarına göre o, Hadrian Evans’tı – oldukça yakışıklı, becerikli ve az sayıda yakın arkadaşa sahip olan çekici bir öğrenciydi. Herkes onu tanıyor ve saygı duyuyordu, ama takındığı soğuk tavrı çoğu kişinin ona yakınlaşmak istemesini engelliyordu. İstediği zaman herkesin dikkatini tam olarak üzerine çekebilecek ve aynı şekilde – kolaylıkla arka planda kaybolabilecek ve kimseye farkettirmeden hareket edebilecek türden birisiydi.  

  Ama hiç kimse gerçekte kim olduğunu bilmiyordu. Sınıf arkadaşları ve öğretmenleri onun kıskançlıkla koruduğu ismi ya da annesiyle onun aranan kişiler olduğunu bilmiyorlardı. Babasının başına gelenleri ya da annesini onlarla neden hiç tanıştırmadığını bilmiyorlardı. Hadrian’ın İngiltere hakkında ne zaman bir haber yayılsa dikkatli bir şekilde kulak kabarttığını ya da Karanlık Lord’dan bahsedildiğinde bakışlarının nasıl karardığını göremiyorlardı. Hadrian ne kadar anlamalarını isterse istesin anlayamazlardı.

Gölgeleri Tüketmek - Harry Potter/Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin