21- ÖLÜM VE YAŞAM

15.8K 1K 284
                                    

Yatakta öylece uzanmış sessizliği dinliyordum.

Ölüm ve yaşam kavramı vardı benim için önceden. Ama şimdi o kavramların dışında farklı şeyler beynimi yoruyordu.

Neden bu hale geldim, bir hiç uğruna mı? Bu düşünceler delirmemi sağlayacak kadar beynimin içinde dönüp dolaşıyordu.

Onu gördüm, izledim. Şeytandı.

Babasına ve yanındaki insanlara nasıl davrandığını gördüm. Onun tek bir lafı ile en sinirli anlarında bile anında ona boyun eğiyorlardı.

Benim de öyle olmamı istiyordu, belki de istemiyordu.

Adım seslerini duyunca bakışlarımı kapıya çevirdim. Kapı açılıp salonun ışığı içeriye doluştuğunda karanlıkta onun yüzünü göremiyorum. Öylece birkaç saniye durdu.

"Uyandırdım mı bebek?" içki içtiği sesinden belli oluyordu. Sarhoş değildi ama garip bir havası vardı.

Işığı açtığında onu daha net görebiliyordum. Dudağının kenarında hafif bir gülümseme ile bana bakıyordu.

"Böyle şaşkın şaşkın bakıyorsun ya, deliriyorum." dedi yanıma yaklaşırken. Ardından durdu ve kaşlarını çattı. "Aa ben zaten deliydim öyle değil mi?"

Sadece gözlerinin içine bakıp hiçbir cevap vermedim. Çırpındıkça daha çok üstüme geliyordu.

Cevap vermeyeceğimi anladığında derin bir nefes alıp bana ilerledi ve yatağa diz kapağını koyup üzerime doğru eğildi.

"Uyuyamıyorsun değil mi benim gibi?" diye sordu sakin bir şekilde.

Dudağıma yaklaşıp kısa ama derin bir öpücük kondurdu. Oradan boynuma yönelip derin bir nefes çekti.

"Huzur kokuyorsun biliyor musun?" dedi yumuşak bir sesle. Gülümsediğini hissettim.

"Baban seni nasıl ucubelik ile suçlayıp, bir bebek gibi koktuğunu hiç fark etmemiş." bu sefer boynumdan öptü. Bahsettiği şeyi hatırlayınca yutkundum. Hatırlamak istemiyordum.

"Canım oğlum benim." gülümsüyordu.

"Bana neden bunu yapıyorsun?" diye sordum çatallaşmış sesimle. Dediklerime odaklandı ve ardından üzerime tamamen çıktı.

Bir şey yapacak diye düşünürken, kafasını boyun girintime gömdü. Bir yanağını yaslarken, saçları beni huylandırıyordu.

"Bazen bu dünyaya ait olmadığını hissediyor musun?" diye sordu sakin bir sesle. Cevap vermedim. O da zaten cevap vermemi beklemedi.

"Ya da ruhunun sana ait olmadığını." dedi derin bir nefes alıp.

Onun iri ve kemikli eline oranla küçük olan elimi tutup yanağına götürdü. Yanağına bastırıp, duruşunu bozmadan dudağını hafifçe çevirerek avuç içimi öptü.

Ona engel olmuyordum, sadece bir şeyleri anlamak istiyordum artık. Neden böyle bir durumdayım bilmek istiyorum.

"Şeytanın ruhumda dolaştığını hissediyorum. Öyle dehşet verici bir şey ki..." dedi korkunç bir ses tonuyla.

"Önünde biri acı çekiyor ve sen hiçbir şey hissetmiyorsun. Hatta daha fazla acı çeksin istiyorsun." dedi ve birden kafasını kaldırıp yüzüme baktı.

"Beni öldürmeye çalışıyorlar.." dedi gülümseyerek yüzüme baktı. Ardından kafasını salladı.

"Ben, onların elinde ölmeyeceğim ama." dedi gülümseyerek. Bu hali beni korkutuyordu.

"Sana belki de en büyük kötülüğü yapacağım." dedi ama daha sonra bakışlarını çevirdi. Gülüşü solmuştu.

"Ama ne oldu biliyor musun? Sen ağladın ya..." dedi ve bakışlarını gözlerime çevirdi. Bir parıltı vardı.

"Ben o zaman hiç istemedim sana kötülük yapmak. Ben ilk defa bir işten vazgeçtim." çocuk gibi konuşuyordu. İçki içtiği için olmalıydı.

"Senin yanında olduğum sürece hep ağlayacağım." dedim, artık bitsin istiyordum bu oyun. Üzerimde biraz daha dik bir konuma geldi.

"Ağlama tamam mı?" dediğinde acıyla gülümseyerek elini kalbine götürdü ve yutkundu. "Kalbime biri bıçak saplamış gibi hissediyorum."

Kaslarım çatılmıştı, yalan söylediğini düşünürdüm normalde ama insanlar sarhoşken yalan söylebilir miydi? Ya sarhoş değilse diye düşünmekten kendimi alamamıştım.

"Neyse.." dedi umursamaz bir şekilde. "Ben bu gece bebek kokusuyla uyuyacağım."

Birden beni kendine çekti ve yerlerimizi değiştirdi. Kendimi onun üstünde bulurken o bana sıkı sıkı sarıldı. Üzerinden kalkmaya çalışsam da izin vermedi. Boynuma burnunu bastırıp derin bir nefes aldı.

"Ninni söyleyeyim mi?" dediğinde cevap vermedim. Ama evet sanırım kendime bile itiraf edemesemde istiyordum.

Yunanca bir ninniyi söylemeye başladığında gözlerimi kapattım. Saçlarımı yumuşak bir şekilde okşarken, mırıldanmaya devam etti.

Yavaş yavaş uykum gelirken, kendime engel olamadan uykuya teslim oldum. Ben uyurken hâlâ ninniyi söylüyordu.

ŞEYTAN RUHLU ADAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin