11- ÖZLEM

18.8K 1.1K 261
                                    

Bedenim hıçkırıklarım ile sallanırken, ağlama seslerim geceye sanki bir gölge gibi düşmüştü. Dışarıda hiçbir ses yokken, içeride de o şeytanın uyuduğunu biliyordum.

Ama ben ne yaparsam yapayım uyuyamıyordum, birini unutmadan diğeri ekleniyordu. Sanki biri hem tüm kemiklerimi kırıp, hem de üzerimde bedenimi çiğniyor gibi hissediyordum. Birinin acısı geçmeden üzerine yenisi ekleniyordu.

Bunların hepsi bir kâbus gibi geliyordu ama uyanamıyordum işte. Artık uyanmak istiyordum. Bu kâbus beni bitirecek gibi hissediyordum.

Eski yaşantımı özlemiştim, o zaman da ağlıyordum ama bu ağlamalarım ile denk bile değildi. Annemi istiyordum.

Ağzımdan bir hıçkırık daha yükselirken kapının ardından bir tıkırtı duydum. Uyanıktı. Avucumu ağzıma bastırıp hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım. Gözlerimi korkuyla açmıştım.

Dakikalar sonra kapım açıldığında salondaki ışığın yardımı ile kapının önündeki karartıyı görmüştüm. Daha sonra ise ışığı açmıştı. Uykulu ve sert gözleri ile bana bakıyordu. Korkuyla geriye gittim.

"Tamam, susacağım. Ne olur bir şey yapma. Susacağım." dedim ağlayarak. İfadesizce yüzüme baktı.

"Susma, ağlama sesleri bana ninni gibi geliyor." dedi gülümseyerek, iç çekip sadece yüzüne baktım. O içeri doğru adımladı.

"Ama ağlamaktan bayılacaksın, bir de onunla uğraşamam.." yatağımın yanına gelip oturduğunda, sakin duruyordu ama yine de iliklerime kadar korkuyu hissediyordum yüzüne bakarken.

"Bir bebek gibi ağlıyorsun." dedi yüzümün her köşesini gözleriyle incelerken. Dudaklarında bir gülümseme vardı. "Emzik olsaydı ağzına takardım, belki susardın." alay ederek konuşuyordu.

Kendimi mani olamazken bir hıçkırık daha kaçtı boğazımdan, ıslanmış kirpik ve yanaklarım ile ona bakıyordum. Sıkıntılı bir nefes alıp koluma uzandı ve beni kendine çekti.

Ben elinden kurtulmak için hamle yapsamda beni engelleyip yatağa tam olarak oturdu ve beni kucağına aldı. Sızlanıp kucağından kalkmak için bir hamle yaptığımda sıkıca tuttu.

"Uslu dur yoksa ceza veririm."

Yüzümü buruşturup kafamı eğdim. Çok yorulmuştum. O yüzümü inceliyordu. Ellerimi yüzüme koyup içimi çektim.

"Annemi özledim." ağlayarak konuştuğumda sesim bir çocuğun sesi gibi çıkmıştı.

"Normal." dedi düz bir sesle. Her nefes aldığımda bedenim titriyordu.

"Ama ben çok özledim." dedim yeniden. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimdeki yaşı sildim. Ama yeniden ıslanması saniyeler sürmüştü.

"Ne olur bırak artık beni.." dedim ellerimi yüzümden çekip onun gözlerinin içine bakarken. Çenem ve dudaklarım titiyordu. Derin bir şekilde bakıyordu.

"Bırakmam."

"Nolur, a-annemi çok özledim." dediğimde bana biraz yaklaştı.

"Sen gerçekten bir bebeksin." dedi yüzüme bakıp gülümserken. Elini yanağıma koyduğunda irkildim, geri çekilmek istedim ama izin vermedi.

"Her şey senin elinde, beni bırakabilirsin." tüm hayatım onun elindeydi. Resmen bir tamam dese tüm dertlerim bitecekti.

"Her şey benim elimde, biliyorum." dedi ve beni kendine çekti. Boynumdan kokladı ve derin bir nefes aldı. "Oyunu başlatan benim, bitiren sen olacaksın."

O benim yüzümü görmezken kaşlarımı çattım. Ne demek istiyordu.

"Seni terbiye edeceğim." dediğinde yeniden dudaklarım büzüldü. Beni hiç bırakmayacaktı.

Kafamı onun göğsüne gömdüm, ondan kaçmak isterken ona sığınmıştı. Beni kendinden koru diye yalvarmak istiyordum.

"Küçük bebek..." dedi gülerek. Ben onun tişörtünden sımsıkı tutmuştum.

"Senden nefret ediyorum." dedim huysuz bir şekilde.

"Biliyorum." dedi ve fısıldadı "Normal bir şey."

Elini sırtımda gezdirdi, ardından eşofmanımın içine soktuğunda kaşlarım çatıldı.

"Çek ellerini!" dedim onun gözlerinin içine bakmaya cesaret edemezken.

"A oov yakalandım." dedi gülerek ve elini çekti.

"Ninni söyleyeyim mi sana? Uyursun belki?" neden bana iyi davranıyordu bilmiyordum.

Ben cevap vermeden yatar pozisyona geldi. Beni üstüne tamamen yerleştirdi. Onun üzerine yapışmıştım. Çarşafı alttan çıkarıp üzerimize attı ve belimi okşadı.

Yabancı dilde bir ninni mırıldanmaya başladığında kaşlarım çatıldı. Gerçekten beni ninni söyleyerek uyutmayı planlıyordu. Ben bebek değildim.

Bir yandan sırtımı okşarken, diğer yandan fısıltı halinde ninniyi söylemeye devam etti. Rusça bir ninniydi bu, sonralarda fark etmiştim.

Ağlamalarım iç çekişlere dönüşürken, göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Yavaş yavaş kapanırken, günler sonra bir uykuya dalabilmiştim.

ŞEYTAN RUHLU ADAM Where stories live. Discover now