Illéa ülkesinde tüm gençler doğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilmez mücevherlere, göz alıcı takımlara ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: Seçim. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçim'i kazanman...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kapıya hızla vuruldu. Taehyung'un dokunuşuyla ve kokusuyla öylesine kendimden geçmiştim ki bu ses, sinir bozucuydu. İkimiz de kapıya doğru döndük ama Taehyung, hızla dudaklarını tekrar dudaklarıma götürdü.
Beni usulca öptü, sonrasında geri çekildi. Orada uyanmaya çalışıyordum.
Birisi, "Üzgünüm Majesteleri," dedi. "Lord Hoseok'u arıyorduk ve hizmetçileri, yanınızda olduğunu söylediler." Hizmetçilerimin nasıl tahmin ettiklerini merak ettim ama benimle aynı telden çaldıklarını gördüğüme de memnundum. Taehyung, bana doğru bakıp muhafızın içeri girebilmesi için kapıyı ardına kadar açarken kaşlarını çatmıştı. Muhafız, içeri girdi ve sanki iki kere kontrol ediyormuş gibi gözleri beni yokluyor gibiydi. Tatmin olunca Taehyung'un omuzuna doğru eğildi ve bir şeyler fısıldadı.
Taehyung'un omuzları düştü ve haberle baş edemiyormuş gibi elini gözlerine götürdü. Tek başına acı çekmesini istemediğimden, "İyi misin?" diye sordum.
Yüzünde anlayışlı bir ifadeyle bana döndü. "Çok üzgünüm Hoseok. Sana bunu söyleyen kişi olmak istemezdim. Baban, ölmüş."
Bir dakikalığına kelimeleri pek anlayamadım. Fakat zihnimde nasıl dizersem dizeyim, hepsi aynı düşünülemeyecek kapıya çıkıyordu. Ve sonrasında oda, alt üst oldu ve Taehyung'un yüzünde korkunç bir ifade belirdi. Hissettiğim son şey, beni yere kapaklanmaktan alıkoyan Taehyung'un kollarıydı.
***
"... anlaşıldı. Ailesini ziyaret etmek isteyecektir."
"İsterse, en fazla bir günlüğüne olabilir. Onu hiç onaylamıyorum ama halk, ona düşkün, Birleşmiş Kore'den bahsetmiyorum bile. Ölseydi, çok kötü olurdu."
Gözlerimi açtım. Yatağımdaydım ama örtülerin altında değildim. Gözümün ucuyla Mary'nin benimle birlikte odada olduğunu gördüm.Bağıran sesler kesildi ve kapımın hemen dışında oldukları için böyle olduğunu fark ettim.
Taehyung, "Bu, yeterli olmayacaktır. O, babasını çok severdi; süre tanınmasını isteyecektir," diye tartışıyordu. Duvara bir yumruk atılmış gibi bir ses duydum ve bu sese karşılık Mary ile yerimizden sıçradık.
Kral, oflayıp puflayarak,"İyi," dedi. "Dört gün. Hepsi bu."
"Ya geri gelmemeye karar verirse? Asiler yüzünden olmamış olsa da orada kalmak isteyebilir."
"Bunu isteyecek kadar aptalsa, o halde, iyi ki kurtulduk derim. O duyurular hakkında bana bir cevap vermesi gerekiyordu zaten ve gönüllü değilse, o halde, evinde kalabilir."
Taehyung, "Yapacağını söyledi. Bana bu gece söyledi," diye yalan söyledi. Fakat gerçeği biliyordu, değil mi?.
"Vakti gelmişti. Döner dönmez onu stüdyoya sokacağız. Yeni yıla kadar yapılmasını istiyorum." Ses tonu, istediğini almış olsa da öfkeliydi.
