5.Bölüm

449 80 173
                                    

Bize tüm sarayı gösterdiler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bize tüm sarayı gösterdiler. Gruplar halinde gezdirdikleri için Marlee ve Ashley'i göremedim. Yemek odası sağda, demişlerdi ve Büyük oda ise solda. Cam kapılardan gelişigüzel serpilmiş bahçenin birazını gördüm ve hemen orada durabilmeyi diledim.

Daha ne olduğunu anlamadan bizi odalarımıza yolladılar ve saatlerce beni hazırlamaya başladılar. Saçımı hiç bu kadar yumuşak hissetmemiştim. Kahverengi bir takım giydirmeye çalıştıklarında utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Kendim giyinebilirdim ama bunun doğru olmayacağını söyleyip beni giydirdiler, üç tane hizmetçim vardı. Onlarla tanışmadan odadan çıkarıldım.

Akşam yemeğinde başımı eğik tuttum.

Haberlerde insanların beni sevdiğiyle ilgili birkaç duyuru görüldü ve diğer otuz beş kişinin arasında bu dedikodu çığ gibi büyüdü.

Açıkcası onlara Prens Taehyung ile gram alakam olmadığını söylemek isterdim ama bu diskalifiye olmama neden olurdu. Üstelik sevilen tek kişi ben değildi. Jeon Jungkook, Dört... Herkes tarafından Altın Çocuk olarak çağırılmaya başlanmıştı bile.

Seçilenlere özel bir oda vardı ve orada cesur olabilirdim çünkü Marlee yanımdaydı ve iyi biri olduğumu düşünüyordu. Fakat burada, radyasyon gibi nefret dalgaları yayan insanların arasında sıkışmışken korkağın tekiydim. Bir defa tabağımdan kafamı kaldırdım ve Jeon Jungkook'un tehditkâr bir şekilde çatalını döndürdüğünü gördüm. Ve Ashley, leydi gibi olan kız, dudaklarını sarkıtmış, benimle konuşmuyordu. Sadece odama kaçmak istiyordum.

Neden bu kadar önemli olduğunu anlamıyordum, insanlar beni sevdiyse, ne olmuş yani? Burada bizden üstte olanlar vardı. İkiler ve Üçler. Sokaktakilerin küçük pankartlarının ve tezahüratlarının bir önemi yoktu.

Enerjimi yemeklere yönelttim. En son Noel için yediğim bifteğin üzerinden birkaç sene geçmişti. Annemin elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyordum ama buna benzemiyordu. Çok sulu, çok yumuşak, çok leziz. Birilerine, bunun hayatında yediği en iyi biftek olup olmadığını sormak istedim. Marlee yakınlarda olsaydı sorardım. Odaya öylesine bir göz attım. Marlaee etrafındaki insanlarla kısık sesle sohbet ediyordu.

Bunu nasıl başarmıştı ki? Aynı video onun da anında favorilerden biri olduğunu göstermemiş miydi? İnsanların kendisiyle konuşmasını nasıl sağlayabilmişti?

Tatlımız vanilyalı dondurma ile meyvelerin bir karışımıydı. Sanki hiç yemek yememişim gibiydi. Eğer bu yemekse, şu ana kadar ağzıma koyduğum neydi? Dawon'u ve onun tatlı olan her şeye karşı duyduğu eşit sevgiyi düşündüm. Bunu severdi. Burada bir adım önde olacağına bahse girebilirdim.

Herkes bitirmeden, yemekten ayrılmamız yasaktı ve yemekten sonra doğruca yatmamız gerektiğini belirten katı bir kural vardı.

Silvia -Burada bir çeşit seçilenlerden sorumlu kişi-, "Sabah, Prens Taehyung ile tanışacaksınız ve en iyi halinizle görünmek isteyeceksiniz," diye belirtti. "O, burada olan birinin gelecekteki kocası ne de olsa."

the selectionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin